Emniyet Müdür ve dedektifler durum değerlendirmesi yapıyor. Odacı üç demli çayı getirip bıraktıktan sonra odadan çıktı ve Emniyet Müdürü konuşmasına devam etti::
-Arkadaşlar, gazetelerde çıkan haberleri okumuşsunuzdur. Ben basına bilgi verirken sizler de oradaydınız. Benim söylemediğim sözleri söylemişim gibi aktarmışlar, söylediklerimi de kendilerine göre yorumlayıp okurun hoşuna gidecek bir şekilde yazmışlar. Bu kadarı da fazla doğrusu. Şimdi, bundan böyle basına sözlü değil sadece yazılı demeç vermeyi düşünüyorum. Kamuoyunu doğru bilgilendirmemiz gerekiyor, oysa yazılanların çoğu yanlış. Eldeki veriler bu zanlının bir seri katil olma ihtimalini zayıflatıyor. 
Birinci dedektif:
-Müdürüm zanlı aslında bir hırsız. Genellikle otomobil çalıyor. En son kullandığı bu beyaz otomobili bundan bir ay önce çalmış. Oysa seri katil soruşturmasında geçen “beyaz otomobil” ifadesi birkaç ay öncesine ait.
İkinci dedektif:
-Defalarca hırsızlık suçundan sabıkası olan biri. Hapisten bir buçuk ay önce çıkmış. Seri katil olma ihtimali hiç yok. Hapiste iken mi o kadar insanı öldürdü? Gerçek adı da T.K değil; M.S. Çünkü çaldığı arabanın torpido gözünde bulduğu kimliğin fotoğrafını değiştirip kullanıyor. O kimlik muhtemelen araba sahibinin. 
Emniyet Müdürü:
-Evinde bulunan ilaçlar ve kesici aletler...
Birinci dedektif:
-Efendim, bugün tekrar sorgulandı ve ilaçları hastabakıcı kılığına girip bir hastaneden çaldığını, aczanelere götürüp satmak istediğini ama çok ucuza verici olsa da hiçbir eczanenin almaya yanaşmadığını söyledi. Biz de gidip bazı eczacılarla konuştuk, onlar da bu ifadeyi doğruladılar. 
İkinci dedektif: Kesici aletlere karşı yıllardır özel bir tutkusu varmış. Evdekilerin bazısını çalmış, bazısını da para ile almış. Her dışarı çıktığında bu kesici aletlerden en az bir tanesini üzerinde taşırmış. O gün yakalanacağını anlayınca üzerindeki sustalıyı arabanın camından dışarı atmış. Yer göstertip yaptığımız araştırmada sustalıyı bulduk.
Emniyet Müdürü: 
-Zanlının küçük Can'ın katili olma ihtimali de giderek azalıyor. Halbuki bir ara seri katil suçlamasını bile kabul etmiş.
Birinci dedktif:
-Müdürüm, sorguda zanlıya kurbanlarının sırtına bıraktığı işaretin imzası mı olduğu sorulduğunda, böyle bir şey yapmadığını söylüyor. Bana kalırsa zanlı, katil filan değil, ayak üstü kırk yalan uydurabilen bir psikopat ve hırsız. Dikkat çekmekten, kendinden bahsettirmekten hoşlanıyor. Küçük Can'ı katletme suçunu hatta seri katil olmayı bile kabul etmesinin gerisinde bu meşhur olma arzusu yatabilir.
Emniyet Müdürü:
-Henüz bir  adım bile gidemediğimizi anlıyorum. Hâlâ başladığımız yerdeyiz. Şu maktullerin sırtlarına bırakılan işaretlere bir kez daha bakalım, belki oradan bir ipucu yakalayabiliriz. Cesetlerden alınan fotoğraflar iyice incelensin. En ufak bir detaya bile dikkat edilsin.
                                                                  
(Devam edecek...)
( Köpeğin Adı Badi-71 başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 25.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu