HAZRETİ FATIMA’NIN ELİ
Birçoğumuzun evinde Fatıma’nın eli figürlü
kolye ucu, biblo, takı seti, tablo, duvar süslemesi, alçı ve seramikten
eserler, eli çağrıştıran ve üstünde Arapça yazılar içeren tablo ve süs eşyaları
vardır eminim. Bereketi çağrıştırır Fatıma’nın eli ve onun elinin değdiği her
yerde bolluk olacağına, kıtlığın son bulacağına dair sımsıkı bir inanç vardır
Anadolu insanımızda. Müslümanlar arasında yaygın olan bu köklü inanç, kalben ve
ruhen diğer toplumları ve kültürleri de etkilemiştir. Kimi zaman turistik
mekânlarda ve sahil kenarlarında turist misafirlerimize hediye edilen yahut
satışa çıkarılan bu sembolik kolyeler ve süsleme çantalar oldukça ilgi
görmüştür.
Kokulu öykü kitap serilerinden, meyve/çiçek
kokulu kişisel gelişim serisinden beğenerek okuyup seçtiğim ve bu konumuzla
ilgili yazıyı aynen aktarayım:
HZ. FATIMA’NIN ELİ
“Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin eşi Hatice’den doğma kızıdır. Mütevazı yaşamıyla Müslümanlara örnek olan, Hz. Muhammed’in “Vücudumun bir parçası, gözümün nuru; kalbim, ruhum ve vicdanım” dediği, soyunu devam ettiren kızı Hz. Fatıma, bizzat Resulullah’ın terbiyesi altında, İslami eğitimin en yüksek derecesini almış, mütevazı ve örnek bir hayat sürmüştür.
Resulullah’a
“Fatıma sadece kendi asrının kadınlarının mı büyüğüdür?” diye sorulduğunda,
şöyle buyurmuştur: “ Kendi asrının kadınlarının büyüğü olan Meryem’dir. KIZIM FATIMA GEÇMİŞ VE GELECEKTEKİ BÜTÜN
KADINLARIN EN ÜSTÜNÜDÜR.”
Hz. Fatıma, işte tüm bu özelliklerin bir arada toplandığı kâmil bir insandır. Böyle nurlu, böyle özel bir Hazret’in eli de tabii ki şifanın, ilmin ve bereketin timsalidir. Avucu açık ve içinde nazardan koruduğuna inanılan göz sembolüyle tamamlanan bu el figürü; yıllardır evlerin, iş yerlerinin uğur sembolü olarak kullanılmaktadır. Ayrıca kolye, küpe, ev aksesuarları olmak üzere kullanılan bu 5 parmak, İslam’ın 5 esasına vurgu yapmaktadır.
Bu figürü
taşıyanların sabır ve sadakat erdemleri kazanacağına inanılır. Bolluğun,
bereketin, şansın sembolü olarak kullanılır. Eğer Hz. Fatıma, Peygamber
Efendimizin bedeninin parçası ve bedenindeki ruhuysa, “Fatıma’nın Eli” de Peygamberimizden bir parçadır.
Anadolu’da kadınlarımız yemek pişirirken, “Fatıma’nın Eli”yle yaptıklarına niyet ederler ki yemekleri lezzetli olsun. Anneler karnı ağrıyan çocuklarına, “Fatıma’nın Eli” ile dokunurlar ki yavrularını şifalandırsınlar. Başarılı futbolcu Maradona 1986 yılında, ülkesine Dünya Kupası’nı getirten eliyle attığı gol sonrası, “O el benim elim değil, ‘Fatıma’nın Eli’ idi” şeklinde yaptığı açıklamayla herkesi şaşırtmıştır. Dünyaca ünlü tasarımcıların parçalarında yer alan bu sembol, her geçen gün daha fazla evin duvarlarını süslemekte, daha fazla kadının vazgeçemediği aksesuarı olmaktadır.”
Ben de çocukluğumdan bu yana ne zaman
saksıya çiçek ekeyim desem, annem hemen: ‘Benim değil, Fatma anamızın elleriyle
ekiyorum.’ diye başla,” derdi. Sağ elimle ve duayla başlardım ben de işime. Bereket
için ve dua ile her işe böyle başlamamı tembihlemişti. Yemeğin bereketi için de
Ettehıyyâtü duası okur analarımız. Zaten duası eksik olmayan, nur yüzlü Anadolu
kadınlarımızın elinin değdiği her şey bereketine bereket katmıştır. Yeni bir
işe başlarken ve hayırlı yollara adım atarken de; ‘Hazreti Fatıma’nın elleriyle…’
deyip edilen dualar, en meşhur kolye olan Fatıma’nın eli desenli kolye uçları,
yusufçuk böceği sembollü kolye, barış işaretli yüzük… bu tarz mucizevî ve
huzurla yanımızda taşıdığımız minik eşyalar her insanı mutlu etmiştir. Evlerde
cam veya porselen takımıyla görsellik sunan yedili fil biblo takımı, oda
kapılarımızın girişindeki at nalı, camdan yapılan nazar boncuklu süsler de baş
tacı olmuştur.
Yaptığınız her iş İslâm’ın beş şartı gibi
çağrışım yapsın. Güzel işleriniz on numara, beş yıldız olsun. Hazreti
Fatıma’nın bereketi sizinle olsun. Her adımınız Fatıma anamızın elinin nuruyla
nurlansın ve çoğalsın.