KURABİYE PAKETİ

 

     Kurabiye sever misiniz? Usta bir elden çıkmış hafif tereyağlı ve bol malzemeli olan cevizli, tarçınlı, fındıklı, bademli, üzümlü, portakallı, haşhaşlı, ballı, elmalı ve karışık meyveli kurabiyeleri anımsayın mesela. Mis gibi kokusuyla fırından yeni çıkmış, sıcacık ve kızarmış hâlde bir tepsi kurabiye… İster çayla ister Türk kahvesiyle, isterse kahvaltı esnasında yahut da kitap okurken yemeliyiz onları. Tatlı sevmeyen insanın bile canını çektirir bir tabak gevrek kurabiye.

      İNCİR TADINDA İYİLİK ÖYKÜLERİ’ adlı kitaptan (yazarı yok), seçme öykülerdeki kurabiyeyle ilgili bir anıyı çok beğenmiştim. Timaş Yayınlarının 2014 basım yılı idi kitap ve 2017 Ekim ayı sonunda okudum elime ulaşınca; üstünden üç yıl geçmiş kokulu kitabın ve hâlen de hafif vanilya tadında incir kokuluydu kitap kapağı ve iç sayfaları. Hepimizin bildiği, diğer kokulu meyve kitap serilerinde de seçilip beğenilen bir öyküyü seçtim sizler adına. Aynı öyküyü küçük yaşlarımda da farklı kitaplarda ve çeviri eserlerde okuduğumu iyi anımsıyorum. İşte size kurabiye paketi gibi özel bir öykü:

 

 

 

KURABİYELER

 

     “Anna havaalanında çıkış işlemlerini yaptıktan sonra daha bir saatlik vaktinin olduğunu fark etti. Kendine bir kahve ve biraz da kurabiye alarak boş bir banka oturup uçuş saatinin gelmesini bekliyordu. Dergisini okurken yanına oturan beyefendinin kurabiyelerine ortak olduğunu fark etti. Çirkinleşmek istemiyordu fakat kurabiyeler için en azından izin isteyebilirdi diye düşündü. Bu ortaklıktan hoşlanmadığını belli etmek için kurabiye paketini eline aldı ve yemeği bu şekilde sürdürdü. Aradan bir dakika geçmemişti ki poşetten bir hışırtı geldi. Kadın, beyefendinin kurabiyelerden yemeye devam ettiğini gördü. Rahatsız olduğunu belli eden bakışlarla adama baktı. Adam gülümsedi ve başıyla selam verdi. Kadın selama karşılık vermeyip sinirlenmiş bir halde dergisine döndü. Paketin sonunda bir tane kurabiye kalınca adam kurabiyeyi ortadan kırıp yarısını Anna’ya verdi. Anna, bir insan daha fazla pişkin olamazdı diye düşünerek uzatılan kurabiyeyi aldı ve uzun süredir sürdürdüğü rahatsız bakışlarla yemeğe başladı.

     Uçağın kalkış saatinin geldiğini söyleyen anonstan sonra hışımla yerinden kalktı, adama son bir sinirli bakış atarak oradan uzaklaştı.

     Uçağa bindiğinde hâlâ sinirliydi. Ne kadar da pişkin bir adamdı! Utanmadan son kurabiyeyi ortadan bölüp ona uzatmıştı. Bir de şu sürekli gülümseyip durması yok muydu!

     Elindeki dergiye odaklanamıyordu. Hostes biletleri kontrol etmeye başlamıştı. Anna, biletini çıkarmak için çantasını açtı. Gördüğü şey karşısında yaşadığı utancın haddi hesabı yoktu. Kendisi için aldığı kurabiye paketi açılmamış bir şekilde çantadaydı.

     O kadar süre boyunca o beyefendi kendi kurabiyelerine izinsiz ortak olan bir bayana karşı ne kadar da güler yüzlü olmuştu. Hem de sürekli sinirli bakışlarla rahatsız edildiği halde… Hoşgörüsüzlüğü karşısında derin bir utanç duydu.”

 

 

 

     Kurabiye paketi gibi tarçın kokulu, gevrek tadındadır yaşam da. Kurabiye üzerine serpilen fındık kırıntıları, hayatımıza renk kattığımız mutluluk kırıntılarıyla buluşur. Pudra şekeri ve unun tadı bir un kurabiyesi tarifinde birleşirken, hayat da acısıyla tatlısıyla kalbimizde birleşir. Ağlayan pasta, doğum günü pastası, ıslak kek, ıspanaklı kek, havuçlu kek,… gibi farklı isimlerdeki damak tadıyla ve birçok tatlı türüyle kardeş olur bizim kurabiyelerimiz.

     Kimi zaman bir paket bisküvi, bir bardak süt yahut yarım kurabiye ile mutlu ederiz misafirimizi. Ön yargılardan arınıp da paylaşmayı öğrenmeli aslında. Önce kendimizi eleştirmeli ve en büyük rakibimiz kendimiz olmalı ilerlemek için. Hoşgörüsüzlüğü yenip gülen yüzlerimizle buyur etmeli en tatlı komşumuzu. Farkında olmadan yarım kurabiyeyi bile kıskanıyorsak orada muhabbeti aramak da zordur. Kurabiye paketinde artan mutluluğunuz, fındık kırıntılarında ballanan huzurunuz, tarçın kokusunda tatlanan damak yolculuğunuz ve bir paket kurabiye ikram edecek bollukta misafirleriniz her daim sizinle bereket bulsun.

( Kurabiye Paketi başlıklı yazı KONUK YAZAR tarafından 9.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu