UYAN EY MÜSLÜMAN!
Şer
ektiler masum çocukların gül kokulu hayal bahçelerine
Bombalar
yağdırdılar annelerinin şefkat dolu sinelerine!
Nefret
tohumlarını milyonlarca Müslüman
kanıyla suladılar
Gözyaşları
ile besleyip ardından yığınla beddua aldılar!
Fütursuzca
bombalanan şehirler şimdi birer harabeye döndü
Filizlenmiş
umutlarla birlikte ne canlar nice ocaklar söndü!
Her
insanın yaşam hakkı vardır da Müslümana etmezler merhamet
Birleşmiş
Milletler
bunun ispatıdır; küfür, her asırda tek millet!
İnsanlık
mı dedin? Bilmezler ki neye benzer? Nerede kaldı hani?
Demokrasi (!) götürdükleri
yerlerin işte ortada bugün hali!
Avrupa
denilince sözüm ona insan haklarından dem vurulur
Söz
konusu Müslümansa ya göz ardı edilir ya da unutulur!
Hep
birlikte koşarlar yardım için kıyıya bir balina vurunca
Kılları
bile kıpırdamaz, ölen insan hele Müslüman olunca!
Unutma
ki bunların geçmişleri karanlık, ataları kalleştir
Kuran’a
uy! Dinle de bak ne diyor Rabbin: “Ancak
mü’minler kardeştir!”*
Destek
vermeliyiz din kardeşlerimize, bu olmalı tek ilkemiz
Gerek
güç gerek dua ile birlik olup âleme göstermeliyiz!
Uyan artık ey
Müslüman!
Yeter artık! Uzun yıllardır uyuduğun
Her
şey gitti, tek dinin kaldı elde; o da samimiyetsiz uyduğun
Uyarıyorum
bak, pek yakında o da gider elinden, uyanmazsan!
Din
kardeşlerinle birlikte tek yürek olup sırt sırta dayanmazsan!
Mazlumlar
için Hazreti Ömer’in adaletini ister
durursun
Ama
gayret yok, laf çok; boş hayaller peşinde hep ayakta uyursun!
Feveranın
boşuna, lafla olmaz, eserdir bir kişinin aynası!
Verimsiz
geçen ömrün ne ahirete ne de dünyaya var faydası!
Ne
ekersen dünyada, o biçilir ukbada; bunu akl’etmelisin!
Bilmek
kesinlikle kurtarmaz seni; bildiğinle amel etmelisin!
Sen
rahatına bakarken kıydılar canına milyonlarca insanın
Mahşer
günü iki elleri yakanızda olacak o masumların!
Uyanman
için ne lazım; iman kuvveti mi, yoksa cesaretin mi?
Mezarından
kalkmasını beklediğin büyük Sultan
Selahattin mi?
Yetmedi
mi İslam düşmanlarının yüzünden
yıllardır çektiklerin?
Gözlerinin
önünde katledildi eşin, dostun, pek çok sevdiklerin!
Zamanı
geldi de geçti bile; kalk yerinden, şöyle bir kendine gel!
Korksun
yine ihtişamına bakarak; çekinsin senden yedi düvel!
Sen,
Hazreti Hamza gibi ölümü korkutan İslam ümmetindensin
Dağıt
gafleti, topla kuvvetini ki küffarı yine titretesin!
Unutma,
unutturma şu iki kişiyi: biri, vatanı satanı!
Diğeri
vatan uğruna şehit olup da toprak altında yatanı!
“Zalim, Allah’ın
kılıcıdır!”**
derler, onunla intikamını alır
Bil
ki Allah intikam alırsa ortada ne zulüm ne zalim kalır!
Şikâyetçiyim
ya Rab! Ümmet ahireti unutup dünyaya dalmış
Müslüman
sandığımız birçok devlet lideri kâfirlere aldanmış
Ülkeleri
esir, gelecekler umutsuz, çocuklar enkaz altında
Onlar
ise umursamıyorlar; akılları dünya saltanatında!
Müminim
ben, içim sızlıyor, şaşırdım hangi acıya dayanayım!
Öksüz,
yetim kalana mı organ için kaçırılana mı yanayım?
İçimden
dualar eşliğinde sessizce arşa varmakta figanım
Masumlar can
verirken zalime, yatağında rahat verme Allah’ım!
Mustafa GÜL (Hamdi)
(03.10.2016)
(*):
Ayet-i Kerime Meali, Hucurat Suresi, 10. Ayet
(**):
Hadis