Bu konuda en önemli husus, bir kere
Allah'ın en birinci emrini yerine getiriyorsun. İster ateist ol, ister Budist,
ister Yahudi, ister Hristiyan, istersen Müslüman ol...
Ancak okuduğun zaman kendini aşabilirsin
ve yatağından seller gibi taşabilirsin. Kalp gözün açık olur kendi gözün
gibi...
Okuduğun zaman önüne değişik
kültürlerin, değişik dünyaların, gitmediğin görmediğin yerlerin gizemli
kapıları açılıverir birdenbire...
Hindistan'da muhteşem bir yapı, Tac
Mahal olduğunu öğrenirsin. Çin Seddi'nin uzunluğunu, ne için yapıldığını,
uzaydan görülebilen dünyada ki tek yapı olduğunu öğrenirsin. Avustralya'daki
yerli halka Aborjinler dendiğini, Türk mutfak ve yemek kültürünün, dünyadaki üç
büyük yemek kültüründen biri olduğunu, bunun gibi daha nice bilgileri hafızana
yerleştirirsin.
Okuduğun zaman belki gözlerin yoruluyor,
belki biraz bozuluyor, zaman geçiriyorsun. Lakin edindiğin bilgilerin, teori ve
pratik olarak, hayatını daha güzel bir şekilde geçirmene yardımcı oluyor.
Hazreti Ali efendimiz boşuna dememiş''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kulu
kölesi olurum''diye...
Okuduğun zaman şiirin engin denizlerine
dalıyorsun, romanın içinde bazen kendini buluyorsun, tarihin içinde ruh dünyanı
olgunlaştırıyorsun, atalarının neler yaptıklarını, memlekete değer katanları ve
vatanını bir pula satanları öğreniyorsun.
Bilim Adamlarının uzun araştırmalar
sonucu elde ettikleri verilere göre, okuyan insanların ruh ve beden sağlıkları;
okumayan ya da az okuyan insanlara göre daha elverişili şeklide gelişiyor.
Okuduğun zaman, Hazreti Muhammed SAV.
adında, Kainatın bir efendisi olduğunu, ümmetim ümmetim diye gece gündüz
gözyaşı döktüğünü, Hazreti Mevlana diye gönüller sultanı yüce bir insanın bu
topraklardan çıktığını, Yunus Emre diye mutasavvıf bilge adamın yine bu
coğrafyada yaşadığını öğreniyorsun...
Okuduğun zaman sevmeyi öğreniyorsun, hem
de karşılıksız. Önce Allah'ını, sonra vatanını, sonra diğer insanları ve
canlıları...
''Oku''ister yaratan Rabbının adıyla
oku, istersen başka bir şekilde, ama yine de oku...