Her ne kadar evim çok yüksek katlarda değilse de yine de çoğu zaman
asansörü kullanıyorum... Asansöre binince içim bir hoş oluyor. Karşıda ayna,
hadi bakalım arka cebinden tarağı çıkartıp da saçlarını taramada göreyim seni?
Bizim asansör de müzik yok. Yöneticilere söylüyorum söylüyorum bir türlü
koymuyorlar. ''Başka asansörlerde var biz de niye yok?'' diyorum. ''Bizde böyle
ne yapalım?'' diyorlar başka da bir şey demiyorlar...
Bazı asansörlerde kapı elle açılıyor, çoğunda ise otomatik, kata geldi mi cırt
içindesin. Bazen dalga geçerim asansörün kapısı ile... Elimi bir uzatıyorum şak
diye açılıyor... O arada da bekleyenler varsa haliyle sinir oluyorlardır
bana...
Hele de bir hoş sohbet komşum ile beraber bindik mi asansöre dalıp gidiyoruz
konuşmaya. Geçenlerde oldu öyle, dalmışız, bir de baktım on ikinci katta
asansör. Komşum on ikinci katta oturuyordu, gül gül öldük... Ama sohbette iyi
idi az siyaset, az edebiyat ve şiir... Sonra tekrar indim aşağıya...
Kimi zaman da apartmanın zibidileri ile denk geliyoruz asansörde... Tabi hemen
derslerini sormuyorum. Ne dersi yahu! Öğrenciye ders sorulur mu? En son hangi
bilgisayar oyunlarını oynadılar onu soruyorum. Akıllı telefonları var mı yok
mu, onu soruyorum. Kendilerini akıllı telefonlarından daha akıllı buluyorlar mı
onu soruyorum. Bu devirde öğrenciye sorulacak en son şey ders... Hepsinden zeka
fışkırıyor maşallah... Dersleri üç beş dakika da halleder onlar...
Geçenlerde de tam bindim asansöre elektrikler kesilmesin mi? Hay Allah ne
yapacağız? Ev yeni yeni olmaya da jeneratörü de var aslında ama o gün
arızalıymış. Bendeniz, on birinci kattan Haluk Bey, bir de sekizinci kattan
Sergül Hanım kala kaldık asansörde... Kapıyı yumruklasak da bir faydası yok.
Haluk Bey devlet dairesinde memur, Sergül Hanım da bir lise de İngilizce
Öğretmeni imiş. Daldık koyu bir sohbete... Tabi öncesinde cepten evdekileri ve
yönetimi de aradık... Biraz sosyal konulara girdik, biraz şiir, biraz
edebiyat... Allah'dan ikisi de, Sergül Hanım da Haluk Bey de boş değilmiş. Bir
onlar anlatıyor bir ben anlatıyorum. Laf lafı açıyor ki hem de ne açma... Nazım
Hikmet'den girdik, eğitim sisteminden çıktık. Azıcık ortaya karışık siyasetten
dem vurduk. Neyse uzatmayalım yirmi yirmi beş dakika sonra elektrikler geldi de
sağ salim asansörden çıktık... Ne güzel bir paylaşımdı ben ve iki komşum
için... İşte böyle böyle fanteziler yaşadım asansörde. Yoksa, yoksa, durun
durun siz de başka bir şeyler mi yaşadığımı zannetmiştiniz? Yok vallahi yok
öyle bir şey...