I.
Duyduğum bu sesler; Her gün Allah’ım?
İnletir bağrımı,benden habersiz
Çekmekmiş çileyi buymuş günahım;
Ağlarım öylece,derinden sessiz
Nereye gittiysem; çekildi perde!
Söylediler bana,çektiğin acı!
Duyduğun,gördüğün hani ya nerde?
Kapattı kapıyı,gördüğün hancı...
Derinden verdiler,azap zehrini;
Gülerek salladım,kafa tasımı
Koşarak geçtim,çile nehrini,
Tutsunlar ölmeden, ölüm yasımı
Göklerden boşalsın,damla damla su
Vurulsun alnından,hain yürekler
Çekmeden olmuyor,gitmek doğrusu;
Endamlı asılsın,sahte kürekler!
Gönlümün içinde, demir bir yumruk,
Sarıldım sancağa,vatanım dedim!
Takılmış peşime,kirli kıl kuyruk;
Taşıdım yıllarca, aslanım dedim!
Kararmış gönüller,sığmaz kabına;
Mekânı dağlar, insafı bomboz
Sırtını döndüğün, o ecdadına
Vurduğum sandığın,tutulan balyoz!
Kimsin,yürüdüğün bu yollar kimin?
Niye böyle ruhsuz; kararmış sine?
Ahengi değişmiş,dönen iklimin
Ağaçlar gölgesiz, günün aksine…
II.
Bi çare gönüller ki, kavuşmalı dermana
Yürünmeli bu yollar,sokaklar aşınmalı!
Yitiğim beni bulun,diye haykırır manâ
Mesafeler geçilip, gerçeğe taşınmalı!
Çıkılmaz o yollardan, geçtiğin günden beri
Kurumuş gönüllere, bir yağmur rayihası
Damlasaydı eğer,döner de gelirdi geri;
Ayan olurdu hemen gönüle aşk damlası
Yanın sıra gelecek,arkadaşın nerede?
Yoksa biçare misin, gittiğin taşlı yolda?
Nice yarenler oldu,gezindiğin yörede;
Onu da,sen bilmezsin okuduğun okulda
Akl’ı Selim olmalı,yoluna bakmalısın
Hakkını vermelisin,gittiğin o yolların
O zaman aşk ile, çoraklara akmalısın
Değeri pek çok olur,geçirdiğin yılların