BU MEMLEKET KİMİN?

Sevgili dostlar,

   “Kim bu vatan uğruna olmaz ki feda/ Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” diyen istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy ne güzel dile getirmiş değil mi? Bu dizeleri yazarken Polatlıdan düşmanın top sesleri mecliste yankı buluyor, meclisin Kayseri’ye taşınması tartışılıyordu.

   Öyle de oldu, vatan toprağının madem her bir karışını sıkınca şüheda kanı fışkırıyor o zaman ecdadın bize emanet bıraktığı bu vatana bizlerde feda olur, vatan toprağından bir karış vermeyiz diyerek millet topyekûn malı, canı her şeyi ile düşmana karşı durdu ve düşmanı denize dökerek vatanı kurtardı.

   O gün bugündür düşmanda kuyruk acısı bir türlü dinmedi. Milletimizi birlik olunca yenemeyeceğini çok iyi öğrendiğinden bulduğu her fırsatta içten yıkma yoluna gitti. Önce mezhep farklılığını yaydı, alevi Sünni dedi tutmadı sağ sol dedi oda tutmadı en son olarak da Türk Kürt ayrımını gündeme getirdi. 84 yılından bu güne kadar bununla uğraştırdı milletimi. Bütün bunları yaparken de kendisine içten bağlı beyinler devşirdi. Onların en uç noktalara gelmelerini sağladı yine içimizdeki satılmış beyinlerince. En son darbesini 15 Temmuz’da vurup işi bitirmek istemişlerdi. Her şeyi ince ince hesaplamış olsalar da unuttukları bir şey vardı ki bu millet öyle bir millettir ki hemen her şeyini alabilirsiniz ama vatanından bir karış toprağını, bir çakıl taşını alamazsınız. Söz konusu vatansa gerisi teferruat deyip anında kenetlenir canı pahasına savunur vatanını. Nitekim öyle de oldu, tüm dünya şaşkınlıkla izledi tankın önüne yatanları.

   Ve şimdi sözde müttefikimiz ABD güney sınırımıza Suriye tarafına 30000 kişilik bir terörist ordusu kurmaya kalkıştı. Hani Akif ne demişti; “Kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela…” düşman aynı fakat isimler değişiyor sadece. Ne kadar isim değiştirirlerse değiştirsinler, bukalemun gibi renkten renge bürünsünler artık hile ve desiselerini bu millete yutturamazlar.

   En sonunda bıçak kemiğe dayandı. Türk ordusu Afrin’e arkasında milletinin duası ve yüreğinde inancıyla girdi. Artık tarih yazılıyor, yenidünya düzeni başka şekillenecek. Bu asil milletin kimsenin toprağında gözü olmadığı gibi, kendisinin toprağına göz dikenlere de sabrı ve tahammülü yoktur. Bütün bu askeri harekât aslında bizim sınır güvenliğimizi ve ülke bütünlüğümüzü korumak içindir.

   Sınır ötesine düşmanı ininde vurmaya giden kahraman Mehmetçiklerimize Allah güç versin, sağ salim gidip gelsinler inşallah derken tüm düşmanlarımıza son kez haykırıyor ve diyorum ki:

BENİM BU MEMLEKET

Doğusundan tut batısına

Benim bu memleket, benim

Sevdam var çılgıncasına

Benim bu memleket, benim

 

Şehiriyle köyü ile

Barajıyla gölü ile

Vatan kokan gülü ile

Benim bu memleket, benim

 

Dağı taşlı, yaban kuşlu

Düz ovalı, sarp yokuşlu

Bozkurt gibi duruşlu

Benim bu memleket, benim

 

Üç tarafı mavi derya

Dicle, Fırat hem Sakarya

Hep “kıvrım kıvrım akar ya”

Benim bu memleket, benim

 

Çerkez’i, Dadaş’ı, Laz’ı

Selamlarlar Ay Yıldızı

“Türk’üz” diye çalan sazı

Benim bu memleket, benim

 

Kürt de benim Türkmen de ben

Ya Gakgoş’um ya Alperen

Haykırıyorum ilanen

Benim bu memleket, benim

 

 

 

( Bu Memleket Kimin? başlıklı yazı Halil MANUŞ tarafından 25.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu