İlk ne zaman mı karşılaşmıştım onlarla? Sanırım altmışlı yılların
ortalarıydı... Avşa Adasına gitmiştik ailecek... Batıp çıkmayı, ilk yüzme
denemelerimi orada yapmaya başlamıştım... Soğuktu suyu Avşa'nın, o yaşlarda ki
bir çocuk için hayli soğuk... Olsun ne fark eder, sade bana mı, herkese
soğuk...
Deniz de dikildiğim zamanlarda gelip de sırtıma, bacaklarıma, derine gidersem,
omzuma başıma tatlı tatlı dokunurdu dalga kardeşler... Beyaz saçlarıyla uzaktan
kıyıya yaklaşırken muhteşem bir görüntü oluştururdu... Dibime geldiği zaman
saçlarının bağını çözer kıyıya yanıma bırakırdı... Elimi ile tutmaya çalışırdım
o beyazlıkları da bir türlü tutamazdım, kayıp giderlerdi sonsuzluğa...
Martılar aşıktı dalgalara... Nasıl bir muhabbet ise aralarında ki su sızmazdı
aralarından... Dalıp dalıp çıkarlardı martılar o bembeyaz gelinlik giymiş
dalgaların arasına... Rızklarını kapar çıkarlardı, bir de selam çakarlar,
neşeli neşeli sesler çıkartırlardı... Dalga hemen anlardı envanterden bir
balığın eksildiğini... Biraz üzülse de baştan ''Rızk bu ne yapalım bu da
balıkların kader imiş.'' diye düşünürdü...
Hemen hemen her gün uzaktan gemiler turist getirirdi yerli yabancı... İşte o
zaman deniz adeta ortadan ikiye yarılır gibi olur, dalgaların da sultanlığı
başlardı... Kimi zaman yunus balıkları gemi ile yarışa kalkarlar, onu bilen
kaptanlarda hemen hız keserler ve yunuslara selam çakıp neşe ile yollarına
devam ederlerdi...
Çocukluk işte bir gün Avşa'da simit ile çok açılmışım farkında olmadan. Yüzmek
ile yüzememek arasında gidip geliyorum... Dalgalar küçük de olsa ben hâla işin
dalgasındayım kendime göre... Simit bir patlasa ya da sönecek olsa cumburlop
denizin dibini boylayacağım... Allah'dan teyzem görmüşte uzaktan açığa doğru
gittiği mi yanıma kadar yüzüp beni kıyıya çekiverdi... Hoş o gelmeseydi de
arkadaşım dalgalar yine de beni bırakmazdı, yavaş yavaş kıyıya atardı...
Bazen motor ile yakın yerlere gezmeye, görmeye giderdik, dalgalar da yanı
başımızda, balıkçı motoru denizi yararken dalgalar da bana teknenin kenarından
adeta gülücükler atardı... Ben de onlara gülerdim çaktırmadan... Çok güzel bir
tatil yapmıştık o sene, ben kardeşim ve annem ile babam... Dalgaların
dostluğunu aklımdan çıkaramamıştım... Tabi onları havalandıran rüzgarında
hakkını yememek lazımdı... İlhan Şeşen'in şarkısında ki gibi ''Denizleri köpük
köpük dalgalandıran rüzgar.'' Hem dalgalar ile dostluğumu sağlamlaştırmış hem
de yüzme öğrenmiştim yarım yamalak da olsa...