Yolda yürürken tam karşıdan da O geliyordu ''Vaaaaaaay.'' diye cümleyi
uzatarak ve kollarını da ardına kadar açarak... Ben de salak değilim ya,
kayıtsız kalır mıyım? Onun vaaaylarından daha uzun olmalı benim vaaaaaaaaaylarım!
Vaaaaaaaaaay!
- Neredesin oğlum kaç zamandır sen yahu?
- Sorma Abi sorma.
- Sormadım ama sen yine de anlat bakalım hele...
- Abi ben düşünürüm.
- Ne güzel oğlum düşünmek kadar güzel bir şey var mı? Ben de düşünürüm zaman
zaman, bu memleketin hali ne olacak diye...
- Öyle değil Abi ben düşünürüm düşünür.
- Tamam oğlum aanlaaaadık ben de düşünüyorum eve nasıl ekmek götürürüm diye,
yarın neler yapsam diye...
- Sen yine anlamadın Abi ben filozof oldum filozof eski çağ da vardı ya hani
Aristo, Sokrat Descartes,
Uzaylı Mustafa filan gibi...
Bir müddet sessizlik olur...
- Hadi ya! Ben bunu nasıl düşünemedim.
- Sen düşünemezsin Abi, ben düşünürüm her şeyi, onun için ben düşünür oldum.
Düşüncelerime düşünceler katar, üstüne kârımı koyar millete pazarlarım
düşüncelerimi...
- Ne düşünüyorsun sen şimdi mesela de hele bakalım?
- Ne düşüneyim diye düşünüyorum. Bunu da kimse düşünmez ha! Ne düşüneyim diye
düşünmek kadar önemli bir düşünce şeklini şimdiye kadar kimse düşünememiştir
benden başka...
- Dur oğlum dur bu nasıl cümle nasıl bir düşünce, öznesi yüklemi, kağıda yazıp
da mı çözsem ben senin bu cümleni?
Bir müddet daha sessizlik olur...
- Söyle bakalım memleketin hali için ne düşünüyorsun?
- Bu memleketi bana versinler altı ay da düzlüğe çıkartırım Abi...
- Seneler önce meydanları titreten Baba diye bir siyasetçimiz vardı o da aynı
şeyi söylüyordu...
- Sen beni onlar ile karıştırma Abi, ben başkayım...
- Mikser miyim ben niye karıştırayım?
- Bilemem...
Memleketi ben kurtarırım havasına girdiğine göre normal değil galiba bu adam...
- Müthiş projelerin vardır senin o zaman?
- Olmaz mı olmaz mı hem de ne müthiş...
- Anlat da biz de bilelim...
- Şşşşşşştttttt yerin kulağı vardır şöyle sessiz bir yere geçelim de anlatayım
sana...
- Anlat bakalım anlat heyecanlı gerçekten bilelim biz de...
- Bak benden öğrenip de sonra bunlar benim fikrim diye ortaya çıkarsan
bozulurum ha baştan sana onu söyleyeyim de...
- Yok ya yapar mıyım hiç?
- Anlatıyorum dinle... Önce banknot matbaasını harekete geçireceğiz banknot
matbaası sürekli dolar ve yuro basacak...
- Olur mu oğlum öyle bir şey?
- Olur olur niye olmasın. En nihayetinde kağıt değil mi bu? Bir hafta dolar ve
yuro bassak bütün dış borçlarımızı sıfırlarız... Kâra bilem geçeriz...
- Tüh hiç düşünememiştim ben bunu.
- Sen düşünemezsin ben düşünürüm Abi... Ben bir düşünürüm zaten...
O anlatıyor ben dinliyorum...
- Trafiği de şıp diye çözerim.
- Hadi canım yok artık...
- Tabi tabi, dinle bak. Arabalar yasak, herkes bisiklet ile işe eve gidip
gelecek... Bir otoyolda en fazla iki üç araba yan yana gidiyor. Oysa bisiklet
olsa en az on tane bisiklet yan yana gider oto yolda... Hem de petrole
bağımlılığımız azalır. Halkımız da zorunlu spor yapar...
- Bilmem ki nasıl olur?
Coştu bir kere her konuda fikri var maşallah...
- Gelelim hava kirliliğine...
- Hadi ya onun ile ilgili de mi fikrin var?
- Var tabi olmaz mı? Unuttun mu ben bir düşünürüm. Ben düşünmezsem kimseler
düşünmez bunları...
- Anlat bakalım benim süper zeki arkadaşım...
- Çok basit hava kirliliğini önlemek... Her türlü soba ve kaloriferin önce
yakılmasını yasaklarım. Sonra da her eve bir tane yürüme bandı ve benzeri spor
aleti veririm. Üşüyen varsa çıksın yürüme bandına yürümeye başlasın on dakikaya
kalmaz iyice ısınır...
- Hem spor yapar hem de ısınır diyorsun yani...
- Yaaaniiii...
Anlatıyor da anlatıyor arkadaşım...
- Eğitim öğretim ile ilgili düşüncelerin nelerdir?
- Onu da çok düşündüm şıp diye de çözerim diyeyim ha!
- Anlat bakalım.
- İlkokul bir sene, ortaokul üç sene, bir sene de lise beş sene de tamam her
şey...
- Yapma yahu biz boşuna mı okuduk on iki sene?
- Öyle oluyor o zaman. Benim zamanımda okumuş olsan, bana vermiş olsalardı
yönetimi, beş sene de lise mezunuydun...
- Tüh treni kaçırdık desene?
Çok iyi kafa yapıyordu benim ile de artık da ayrılma zamanı gelmişti...
- Neyse dostum sen bunları bir tarafa yaz da ben görüşeyim bakayım
yukarıdakiler ile... Artık başbakana mı ulaşırım, yoksa cumhurun başına mı
bakalım hangisi denk gelirse...
- Ulaşırsın değil mi Abi?
- Tabi tabi sen hiç merak etme ulaşırım bir şekilde...
- Bak fikirlerimin üstüne yatma, darılırım vallahi...
- Yok, adamım yok, yapar mıyım hiç böyle bir şey? Benden bekler misin böyle bir
şeyi?
- Beklemem beklemem sen dürüst adamsın yapmazsın...