1968 yılından beri Bursa Karacabey Gönü Köyünde ikamet ediyoruz.Köyün nüfusu karışık. Bulgaristan göçmeni, Çerkezler, Türkmenler vardı. Bizde Karadenizli Lazlar olarak köye alışmak ve kendimizi kabul ettirmek için çok çabalar harcadık.

Köyün genel yapısında köyden dışarı çıkmış, yani gün görmüş insanları çok azdı. Çerkezler bu yönden biraz daha şanslıydı. İnanın şehir nedir.? Devlet kapısı nedir.? Gezmek, piknik yapmak nedir.? bilmezler. İşleri güçleri tarlada çalışmak.

Bir tek köyün genç nüfusu işçi olarak Vatan Konserve Fabriakasında çalışıyorlar.Bir kaç kişi de Karacabey Tarım İşletme Müdürlüğünde çalışıyor. Aslında köyün gençlerinin fabrikada çalışması gereksizdi.Hali vakti olmayan çok az insan vardı.Tarım yönünden mükemmel bir ortam var. Ancak değerlendirmesini bilmiyorlardı.

En çok tuhafıma giden yönü ise köyün gençlerinin fabrikada çalışmaşları idi.Köyde güzel olan bir ortam vardı. Gençlerinin çok olması ve herkesin sporu sevmesi. Her akşam okul bahçesinde voleybol maçı yapardık. Gündüzleri de harmanlığa iner futbol oynardık. Spor gençler arasında ki samimiyeti ve bağlılığı artırıyordu.

Liseyi bitirmeden Karacabey Gençlik Spor Kulübünde voleybol oynamaya başladım. Köy takımında oynayan dört kişiyi de daha sonra aynı takıma kazandırdık.Sporun sayesinde köyde ki gençler beni sevmeye başlamışlardı.Hiç unutmuyorum zamanın spor bakanı Yücel SEÇKİNER köyümüze gelmişti. Köyde büyük bir hazırlık olmuş ve sonunda köy meydanında köylülerle sohbete başlamıştı. Bakanın ağzından çıkan ilk sözcük halen kulaklarımda Kulüp başkanı Veli abiye hitaben

--Başkanım köyünüze gelirken bir köyden daha geçtik, dikkatimi çeken o köyün sokak direklerinde ve duvarlarında siyasi sloganlar gördüm, sizin köyde böyle bir şeye rastlamadım.

Der demez başkan veli abi bakanın sözünü öyle bir cevap verdi ki.

--Sayın bakanım biz köyün gençlerinin başına öyle bir bela sardık ki başını kaldırıp ta ne sağa bakabildiler ne de sola bakabildiler.

Bakan şaşırmış "Nedir bu bela" diye sordu. Başkan Veli abide "Spor belası" diye cevap vermişti.

Sporun haricinde başka işlerde yapmalıydık. Bir gün okul bahçesinde bizim vurgun takımını topladım. Sizler için bazı düşüncelerim var. Eğer beni dinlerseniz çok kazancımız olur. Düşüncem köyün işi çok olduğundan her türlü işi yapacak bir ekip kurmak istiyordum. Tarla işleri, inşaat işleri aklımıza ne geliyorsa.Sorumlusu ben olacağım.

Köy camii hopörlöründen anons ettirdik. Bundan böyle köyde işi olanlar bana başvuracaktı. Genelde işimiz yeğmiye usulü değildi. Yapacağımız işe göre fiat biçerdim.

Başladık çalışmaya. Pancar çıkarmaya, pırasaya, domates toplamaya, kemre atmaya, yonca biçmeye, çapa işlerine, köyde inşaat işleri artık bizden sorulur hale geldi. Para kazanıkça çalışma azmimiz de artıyordu.

Burada esas yapmak istediğim amaç köyün gençlerinin her türlü işi yapabileceğini ve köyün işini yapabileceğini kanıtlamaktı. Köyün ihtiyarları baştan bu iş olmaz yapamazsın diyorlardı. Hem köyün parası köyde kalacaktı.

Yalınız hafta sonu pazar günleri çalışma yoktu. Esas bu köylüye ters geliyordu. Milleti öyle alıştırdık ki. Hafta sonları mutlaka maça giderdik. Çoğumuz zaten ikindi olmadan işten gelir yorgun argın bir de harmanlıkta top oynardık. Gündüz antramanı. Her zaman turnuva olur diye de her akşam kros çalışması yapardık.

Şöyle o günleri düşünüyorum da bu zamanda acaba gençlerimiz böyle çalışırlar mı.? Çalışmazlar. Yine örneğini bizim köyden vereyim. Köye gittiğimde soruyorum ihtiyarlara. Halen bile inanamıyorlar. Bu konuyu açtım mı ilk söyledikleri "Yahu sizin zamanınızda köy ne güzeldi. Ne çalışırdınız.Nerde o günler"

Bakıyorum köyün gençleri yine kendi işlerinde çalışmıyorlar.Bu milleti çalıştırmak için illa ki köyde mi olmamız gerekiyor.Zaten ben köyden çıktıktan sonra benim peşimden gençlerin tamamına yakını köyde kalmamış. Geride kalanlar da dışarıdan işçi getirip çalıştırıyor.

Gençlerin çoğu bana örnek olmuş ta köyü terketmişler. Köy olmuş sanki ihtiyar heyeti.
Her türlü işte birileri önder olması gerekiyor. Köyde iken köye iyilik yapmışım. Köyden çıkmakla da kötülük yapmışım. Bu köyün tekrar çehresini değiştirmek için emekli olup köye gitmek lazım. Çıkmayacak herhalde benim gibi delinin birisi...

( 65- Köyün Çehresini Değiştirmek başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 22.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu