Değerli Dostlar;
Allah (cc) kısmet ederse bu akşam
üç aylar içerisindeki en büyük ve en önemli gecelerden biri olan Miraç
Kandiline kavuşmuş olacağız. Miraç Kandili; İslam dinini kabul etmiş biz
Müslümanlar için çeşitli müjdelerle ve hediyelerle donatılmış bir gecedir.
Rasulullah ‘ın (sav), Miraç
yolculuğundan dönerken bizlere getirmiş olduğu en büyük hediye de namazdır.
Kâinatın sahibi, yaratıcısı, sonsuz kudret sahibi Allah’a (cc) ulaşabilmenin,
yakınlaşmanın, huzuruna çıkabilmenin en kolay yoludur namaz. Düşünsenize
kâinatın en yüksek makamı bizi huzuruna kabul ediyor. Daha ötesi var mı?..
Belki birçoğumuz farkında bile
değiliz ama her namazımızda miracı birebir yaşamaktayız.
Ettehiyatu duasını bilirsiniz. Her
namazda, iki rekâtta bir otururken okuduğumuz dua. İşte o duayı okurken miracı
yaşarız aslında. O anda, Rasulullah (sav) ile Cenab-ı Hakk'ın (cc) miraçta
karşılıklı konuşmalarını yâd ederiz. Çünkü ettehiyatu duası, o konuşmanın
özetidir.
Bunu biraz açıklamak gerekirse…
Nasıl ki bizler bir makama, bir
ortama, bir büyüğümüzün yanına girince önce selam veririz. Karşımızdakine
“Esselamu Aleykum” deriz. Yani, Allah’ın selamı üzerine olsun. Bu cümle; biz
insanlar için muhatabımızla karşılıklı diyaloğa geçebilmenin bir nevi girişidir.
Fakat Rasulullah (sav) öyle bir makama çıkmış ki, ondan daha yükseği yok. O
makam ki; Kâinatı yaratan sonsuz ilim ve kudret sahibi, ezel ebed sultanı,
semavat ve arzın tek hâkimi; bin bir esmasıyla bizlere kendini tanıttıran, her
şeyin kontrolü her an elinde olan mutlak bir Hâkim’in makamı. Böylesine ulvi
bir makama çıkan zat, nasıl selam verebilir?..
İşte, Rasulullah (sav) huzura
çıktığı o an Cenab-ı Hakkı (cc) “Ettehiyatu
lillahi vesselavatu vettayibat” diyerek selamlar. Yani, “Ey Allah’ım! Kâinatta
yapılan her türlü ibadetler, zikirler, tespihler, medihler, övgüler sana
aittir,” der ve tüm canlılar, tüm akıl sahipleri adına bir elçi göreviyle, kâinattaki
o tesbihatları tek cümle ile sunarak O’nu (cc) selamlar.
Cenab-ı Hak (cc) da bu selamlamaya karşılık:
“Esselamu aleyke eyyuhen nebiyyu ve
rahmetullahi ve berekatuhu” diyerek, o selamı alır. Yani, “ Selam, rahmetim
ve bereketimle birlikte senin üzerine olsun ey nebi!” der.
Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Esselamu Aleyna ve alâ ibadillahissalihin”
diyerek, yani “ Ya Rabbi! Selamın benim ve benimle birlikte sana ibadet eden
tüm salih kullarının üzerine olsun” diye karşılık vererek; sadece kendini
değil, ümmetini ve hatta diğer tüm peygamberlerin ümmetlerinden O’na (cc) ibadet
eden salih insanları da kapsayacak şekilde, o ilahi iltifatı, Cenab-ı Hakkın
rahmetini, bereketini kabul eder.
Bizler de her namazımızda ettehiyatu
duasını okurken bu konuşmayı bizzat tasdik ettiğimizi belirtmek için bu
cümleleri tekrar edip, sonunda da Cebrail aleyhisselam gibi: “Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne
Muhammeden abduhu ve rasuluhu” diyerek; Allah’tan başka ilah olmadığını,
Rasulullah ’ın (sav) O’nun (cc) elçisi olduğunu ve bizleri temsil ettiğini kabul
ettiğimizi belirtir; hem imanımızı tazeler, hem de Ümmeti Muhammed’den (sav)
olduğumuzu tekrar ile ikrar ederiz ki; Cenab-ı Hakk'ın (cc) selametine,
rahmetine ve bereketine ulaşabilelim. Bizler de O’nun (cc) koruması altında
güvende, esenlikte olalım.
Rabbim bizleri, her namazında miraç
hakikatini idrak ederek namaz kılanlardan eylesin. Geceniz şimdiden mübarek ve
bereketli olsun.
Allah ’a emanet olun.
Mustafa GÜL (Hamdi)
(13.04.2018)