Yavaş yavaş iliklerimize kadar ısınmaya
başladık nihayet. Seviyorum baharı ve yazı. Her mevsimin kendine göre güzelliği
var aslında. Kış da olmasa bu seferde bahar ve yazın kıymetini bilemeyiz
dostlar değil mi?
Yalnız dikkat edin birkaç senedir
baharlar çok soğuk olmaya başladı. Ozon tabakasının delinmesi yüzünden
mevsimlerde değişikliğe mi uğradı ne? Yağmurlar şakır şakır yağmaya başlar az
kaldı ha gayret. Yağmura da en çok kızan herhalde çocuklardır. Bizim zamanımızda
öyleydi, çünkü maç yapamazdık hafta sonlarında. Şimdiki bebeler sokağı da
unuttular bu makineler yüzünden, Allah'tan hayırlısı diyelim...
Yazın faydalarına bakın, elektrik az
gider, ısınmaya daha az harcarsınız, yaz meyve ve sebzeleri daha fazladır ve daha
lezzetlidir. Ah o karpuz yok mu, o karpuz, ne kadar harika bir besindir. Ayrıca
tatil yapma olanağı elde edersiniz. Daha da bir sürü olgu...
Bahara, ilkyaz da derler, bir adı da
odur. Güneşin, sıcaklığın temiz havanın müjdecisidir ilkyaz. Piknikler ve mangal
keyfi bizleri beklemektedir, her ne kadar eskiye nazaran piknik yapacak yerler
azaldıysa da büyük şehirlerimizde, arayan zorda olsa yine şehrin kırk elli
kilometre dışında nefes alacak stres atacak yer buluyor. O çıplak ayaklarla
güzelim topraklarda koşuşturmak kadar güzel bir şey var mı?
Pikniklerde mayıslara (manda pisliği)
birçoğunuz basmışsınız ve o mandalara da gayri ihtiyari sunturlu küfürler
etmişsinizdir. Halbu ki bilseniz yiyeceklerimiz bile onların sayesinde
olgunlaşmakta ve tazelikle soframıza ulaşmaktadır...
Cemreler düşeli epey oldu. Biliyorsunuz
her sene dört cemre düşer aslında, suya, toprağa, havaya. Durun durun ben üç
biliyordum demeyin hemen, dördüncüsü de yüreğimize düşer, yüreğimiz coşku dolar
alabildiğine, yani sizi bilmem benim yüreğime düşüyor sıcaklıklarla her yer
ısınınca...
Fazla bekletme dostum. Bahaar gel haydi
hem memleketimize hem yüreğimize. Şairin dediği gibi ''Dağlarına bahar gelmiş
memleketimin'' Hadi inşallah hadi inşallah...