Kış Mevsiminin girmesine çok az
kalmıştı... Havalar gitgide soğuduğuna göre hayat onun için daha da
zorlaşacaktı... Eğer sıcak bir oda, yatak altı, kıyı köşe bulamazsa kışı bile
göremeyebilirdi... Daldı açık bir pencereden içeri, sabahın serinliğinde
nihayet sıcacık bir odaya girmişti... Hemen ılık bir kalorifer peteğinde azıcık
ısındıktan sonra ''Hmmm evin içinde dolaşalım biraz bakalım.'' diye geçirdi
içinden... Salona geçti, çok da gürültü yapmamalıydı sabah sabah... İnsanların
ellerinde fısss fıss diye ses çıkaran ve kör eden, geberten o koku saçan iğrenç
kutular vardı, bir de tabi kocaman sineklik dedikleri aletler, yoksa bir an da
dünyasını değiştirebilirdi... Sinek Cenneti diye de bir yer hiç olmamıştı ki
ölünce vesikalık foto gibi duvarda bir yerde yapışıp kalıyordun... Sakat kalma
olayı da olmuyordu, direk pestil durumu...
Vızzzzz vızzzzz vızzzz diyerek odanın aynasına yanaşır sinek sıklet... O da ne?
''Karşı da benden bir tane daha var.'' Hangi kabileden ki bu? Bunu daha önce
hiç görmüş müydüm? Sanmam! Sesleneyim bakayım şuna... ''Hişşşşt dostum, dostum
sana diyorum, bakar mısın?'' Ses seda çıkmamaktadır. Nasıl çıksın ki sinek ayna
da ki kendi görüntüsüne seslenmektedir...
''Aaaaa şuna bak ben nereye gidersem o da oraya gidiyor.'' Vızzzzzz vızzzzz
vızzzz ve de yine vızzzzzzz! ''Şişşşşşşt kime diyorum?'' Yine bağırayım bakayım
şuna. ''Bak bu mekan ikimize dar, önce ben geldim, topla pılını pırtını başka
diyarlara haydi bakalım.'' Allah Allah hiç sesi de çıkmıyor yahu! Mutlaka sağır
bu ya da kulakları az işitiyor... ''Kızzzz sinek kızzzzz, kime diyorum ben
kime, tamam hem cinsimsin de bu mekan ikimizi kaldırmaz kızzz.'' Bak sen
haspaya hem cevap vermiyor hem de ben ne yaparsam aynını yapıyor. ''Kız sen
beni delirtecen mi?'' Çıt bile bir yerlere gitmiştir. Elma da deseler armut da
deseler çıkmayacaktır. ''Ayyyy böylesi de ilk defa karşıma çıkıyor yahu! Ne
mendebur bir şeymiş. Yoksa bana mı asılıyor ki bilemedim?''
Kaçayım bakayım şuracıktan, bu şırfıntı beni yine takip edecek mi? Ahan da
kaçtım. Gidip şu koltuğun kenarına konayım. ''Ohhh ki ohhh! Bir anda yok oldu
be!'' Yaaaa işte ben adamı böyle korkuturum nehaberrrr! Kaç günlük seyisliğin
var, yani sinekliğin var şu sinekler aleminde dostummm! Biz bu güne bu gün kaç tane
sinek ilacından, kaç tane sineklikten sıyırıp da hayatımızı kurtardık senin
haberin var mı?
Oh be gideyim de şu aynada kanatlarımı biraz daha düzelteyim, nasılsa defolup
gitti... ''Aaaaa bak yine gelmiş arsız, yahu sen demin uçup da gitmedin mi?'' Allah'ım,
bu bana kafayı yedirtmeden bunu başımdan def etsem ne güzel olur... ''Epey de
terbiyeli imiş, bak cevap da vermiyor, pek de bir küçüğe benziyor canım, ben
onun abisi sayılırım.''
Kaç gün oldu bu eve geleli şunun şurasında unuttum vallahi... Mutfakta da hiç
açıkta bal reçel bırakmaz mı bunlar? Kaloriferleri de biraz arttırsalar da
üşütüp de hasta olmasak. Hayır hemcinslerim arasında doktor da kalmadı, hepsi
bir şekilde telef olup gitti... Kaç gündür yakalayamadılar ya beni, deli
oluyorlar deli... Bir sesimi duysa şu insan oğulları onlara çok diyeceklerim
var da ama duyuramıyorum ki bir türlü ''Hadi bizi öldürüyorsunuz, birbirinizi
niye, seni sinek gibi ezerim diye öldürüyorsunuz, yazık değil mi?'' Kaç kaç kaç
kaç evin hanımı geliyor elinde hem sineklik hem de o fıs fıs dan var. Yandım
Allah, dışarısı soğuk ama, açık pencere bulsam hemen sıvışacağım
billahi...