Çay Bahçesi
İnce bir fıskiyede, çınlıyor suyun sesi !
İçimize düşüyor, bir şiir efsanesi...
Çardakta memnun güller, mest oluyor gönüller,
Herbiri bir köşede, şeker eziyor diller...
Bir yanda yorgunluktan, devriliyor masalar,
Anlatıyor birisi, uzun geçmiş masallar...
Zamanı durudururken, uhrevi ezan sesi,
Vuruyor kimisini, bir gönül titremesi!...
Bu dem de,kime düşer, olmak gönül kahyası?
Rüzgarlara karıştı, bir kızın kahkahası...
Ölümü uyutuyor, mezarlıkta servilik,
Burda ağaç dediğin, güzellik ve gölgelik...
Güneş bir bir topluyor, kalan kulaçlarını,
Tarıyorum zamanın, uzunca saçlarını...
Dalıyorum gecenin, derince gözlerine,
Ayın şavkı vururken, soyunan dizlerine...
Geçerken gam kervanı, düştü bir kırık hava,
Kıpırdarken gönlümüz, yüreğimiz berhava!...
Getir bire sağdıcım, demli olsun çayımız,
Oynayalım üç ayak, çalarken halayımız...
Yanağına çiy düşer, goncada gülümüzün,
İşime gelmez amma, son demi ömrümüzün...
Çınlat bütün ovayı, Şimdi daha hızlı çal !
Varsın onca günahın, olsun boynuma vebal...
(
Çay Bahçesi başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
29.01.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.