KPKYDÖ örgütüne ben de girdim sonunda... Bu KPKYDÖ de nedir, ne ayak, dediğinizi duyar gibi oluyorum. Yasadışı bir örgüt mü yoksa bu? Olur ya sağımız solumuz her tarafımız yasa dışı terör örgütleri ile dolu... Durun canım, hemen acele etmeyin açıklayayım KPKYDÖ örgütünün ne olduğunu. Bu örgütün açılımı Kapuska, Pırasa, Karnabahar Yemeyenler Dayanışma Örgütü... Siz yoksa bunu bölücü bir örgüt mü zannetmiştiniz? Evet biz de bölüyoruz ama, yemek yerken sadece ekmekleri...


Ta çocukluğumuzdan beri, bir çok çocuk gibi, biz de kapuska, pırasa ve karnabaharı sevmedik... İyi mi ettik kötü mü ettik orası sonra çıkar ortaya... Kapuska, karnabahar ve pırasalar da herhalde bize biraz küsmüşlerdir... Çok da umurumuzdaydı... Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış derler...


Daha çocukken, sevmemişiz, sevememişiz, sevdirmemişler, belki de zorla yedirmeye kalmışlar, kim bilir görüntüsü hoşumuza gitmemiş belki... Patates köfte varken ve de anneannem en güzel patates köfteleri kola ile birlikte o zaman önümüze getirirken, ben de tutup kapuska, karnabahar, pırasa yiyeceğim ha! Siz aklınızı peynir ekmek ile yemediyseniz, ben de onları yemedim billahi...


Örgütümüz çok da gizli değil, yarı açık diyelim. Hehehehehehe! Bu cümle de yarı açık ceza evi gibi oldu sanki... Yarı açık örgüt mü olur yahu! Bir örgüt ya legaldir ya da illegal yani yasa dışıdır... Ne yani örgütü tatil günleri, bayram günleri kapatıp da diğer günlerde faaliyete mi sokuyoruz sanki? Çok demokratiktir bizim bu KPKYDÖ örgütümüz. Öyle başka örgütlerde ki gibi bir kere girdiniz mi sonra çıkamazsınız gibi bir düşünce ve üyelik sistemi yoktur bizim örgütte... Ayrıca şöyle de bir harika özelliğimiz var bizim. Eğer ki bir eşimiz dostumuz bizim yanımızda kapuska, karnabahar ya da pırasa yiyecek olursa, kesinlikle ona bir müdahalede bulunmayız, etik olarak yapmayız bunu en azından...


Çoğu zaman hanımlarımız ev de es kaza kapuska, pırasa ve karnabahar yapmış olursa, hemen İnternet üzerinden haberleşir ve en yakın pidecide eylem gerçekleştirir ve kıymalı kuşbaşılı pideleri mideye hominigırtlak indiririz... Ayrıca bazı hafta sonlarında sulu yemek lokantalarının yanında mangal partileri düzenleriz... Herhangi bir arkadaşımız, ev de ki kapuska, pırasa ve karnabahardan kaçıp bizim ile adana kebap ya da lahmacun yemeye geldiğinde, karısına ya da yakınlarına yakalanacağı tutarsa her zaman onun örgütümüz ile ilgisi olmadığını inkar yoluna gideriz...


Zaman zaman kokoreç ve yoğurtlu iskender toplantılarımız olur. Özellikle kokoreç toplantılarımıza çok sayıda örgüt üyemiz iştirak etmektedir... Hatta bu konuda üyelerimizin çoğu kokoreç toplantılarımızın daha sık yapılması için zaman zaman örgüte baskı da yapmaktadırlar... Bazı zaman bu toplantılarımız, sulu yemek lokantacıları tarafından bir şekilde haber alınıp basılmakta ve arkadaşlarımıza başta pırasa ve karnabahar zorla yedirilmek istenmektedir... Böyle zamanlarda büyük arbede yaşanmakta, kaçabilen arkadaşlarımız canlarını ve midelerini zor kurtarmaktadır...


Son olarak diyorum ki yaşasın kokoreç, yoğurtlu iskender, adana şiş ve cağ kebap kardeşliği... Mücadelemiz sürecek sürmesine de ara da sırada onlardan da yesek mi bilemedim ki? Geçen gün televizyonlarda Ümit Ustayı dinlerken o da pek bir methetti bu kapuska, pırasa ve karnabaharı... Çok da ısrar etmezlerse arada yeriz belkim, yeriz beeee! 

( Ben De Bu Örgüte Girdim Sonunda başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 23.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu