Sıkıntı, bunalım, sinir harbi, harbiden çok kötü şeyler... Zaman zaman
patlarsınız sıkıntıdan da bir şey yapmak gelmez ne içinizden ne de
dışınızdan... Yeter ki başkalarının sözüne uyup da canlı bomba olmaya kalkmayın
da sıkıntıdan patlayın canlarım benim...
Ben ne yapıyorum sıkıntıdan patladığımda... Önce sıkıntının üstüne üstüne
giderim. Hiç kaale almamış gibi görünürüm... Zaman zaman la havle çekerim...
Alırım elime bir kitap okumaya çalışırım. Kitap da kitap ama ha! Adı mı
''Sıkıntı ve bunalımdan kurtulmanın elli basit yolu.'' Böyle bir kitap yok mu
diyorsunuz? Var, var arayın sahaflara mutlaka bulursunuz...
Gece mi çok sıkıldınız, gidin hemen balkona çıkın, sıkılıyoruuuuum ulaaaaaan,
diye bağırın. Komşuların hepsi de uyansın, size bağırsın çağırsın...
Uyanmadılar mı gecenin üç buçuğunda, sağlık olsun, bir sonra ki gün
bağırdığınızda belki uyanırlar... Yok ya yok, takılıyorum sakın böyle bir şey
yapmayın...
Eğer haso bir Laz Vatandaş ile sıkıntı üzerine konuşuyorsanız sakın sıkıntı
kelimesini çok kullanmayın ki o da kullanmasın. Sonra o sıkıntı kelimesi
değişik şekillerde telaffuz edilince bayağı bir sıkıntı yaratabilir karşılıklı
konuşmalarınızda...
Sıkıntılı zamanlarda çeşit çeşittir. Sabah sıkıntıları ayrı, akşam sıkıntıları
ayrı, ikindi sıkıntıları ayrı. Kuşluk vakti sıkıntıları ayrı, puştluk vakti
sıkıntıları ayrı... Siz de sıkılmayın artık gayrı... Kafa dağıtıcı bir şeyler
yapın... Gidin parklarda koşun. Bakın orada sıkıntıdan patlayıp da kafa
dağıtmaya gelen bir dolu insan göreceksiniz... Pul biriktirin, zaman zaman o
biriktirdiğiniz pulların arkasını yalayıp da zarflara yapıştırın... Pul kalktı
mı diyorsunuz? O zaman gidin balıkçıdan balık alıp balıkların pullarını
temizleyin... Tabi onları biriktiremezsiniz... Balık pulları koleksiyonu yapan
kimse yoktur şimdiye kadar...
Çok sıkıldınız mı şiir de yazabilirsiniz. Yazmasanız bile, başka başka
şairlerin şiirlerini okuyabilirsiniz de... Zaman zaman sesli okuyun, zaman
zaman içinizden de okuyabilirsiniz... Dışarı çıkın fiyuuu fiyuuu ıslık çalın.
Boş teneke mi geldi önünüze, okkalı bir tekme sallayın boş tenekeye... Dikkat
edin ama birinin kafasına, bir yerine gelmesin...
Gidin bir ağacın altına oturun. Papatya mı gördünüz, durun durun hemen kopartıp
da seviyor sevmiyor yapmayın, yazık etmeyin hem aşkınıza hem de papatyalara...
Kopartmadan okşayın papatyaları... Bir iki güzel söz söyleyin hatta
papatyalara... Duymazlar mı? Duyarlar duyarlar, merak etmeyin insanlardan daha
duyarlıdır onlar... Gidin çok sevdiğiniz birisine kemikleri kırmacasına
sarılın. Elektriğinizi birbirinize verin... Yalın ayak toprağa basın. Basmakla
da kalmayın koşuşturun sevdiklerinizle... Bir dolu şey saydım size, sıkıntı
yaratmayın canım artık siz de kendi kendinize...