Sert bakışlı adam yeni gelen mahkuma sordu

-Adın ne senin?

-niçin buradasın?

-niye hiç konuşmuyorsun?

sert bakışlı adam sordukça içerdekilerin de merakı giderek artmıştı yavaş, yavaş yeni gelen mahkumun etrafında birikmişlerdi adeta ondan gelecek bir kelimeyi büyük bir merakla bekliyorlardı ve mahkumun gözlerinin içine bakıyorlardı.

-Evet dedi Mehmet çok üzgündü bu olanlara bir türlü bir anlam veremiyordu Aklına geldikçe çıldırıyordu içinden başıma gelenleri anlatsam hiçbiri inanmaz bana diyordu.

Gece vardiyasından çıkmıştı Mehmet yürüme yoluyla yarım saat bilemedin kırk dakika sürüyordu evi bu akşamda yürüyeyim dedi ve çıktı yola gecenin yarı sessizliğinde şarkı mırıldanarak yürümeye başladı önünden geçen insanları süzerek normal adımlarla elleri cebinde yürüyordu biraz neşeli biraz keder ve oturduğu binanın kapısına geldi 

-Yine bu binanın kapısı ardına kadar açık 'diye söylendi  ve üçüncü kattaki evine doğru merdivenleri çıkmaya başladı saatte epey geç olmuştu gece yarısını hayli geçmişti.

-Annem meraklanmıştır diye söylendi ve evin kapısına geldi zil butonuna bastı zil çaldı kapıyı açan olmadı bir daha butona bastı zil çaldı yine açan olmadı nasıl olurdu Annesi o gelmeden hiç yatmazdı oğlum gelecek diye beklerdi tekrar butona bastı zil çaldı fakat yine açmadı Annesi bir terslik vardı bu işte hemen anahtarlarını çıkardı heyecandan elleri titriyordu ve korkmaya başlamıştı elleri o kadar titriyordu ki anahtarları elinden düşürü verdi tam eğilmiş anahtarları alıyor diki karşı komşunun kapısı açıldı.

-Mehmet dedi Annen çok hastalandı! Acil ambulans çağırdık devlet hastanesine kaldırdılar dedi.

Mehmet donmuş kalmıştı bir süre hareketsiz kaldı.

-koş Mehmet koş Annen seni bekler seni sayıklayıp duruyordu koş yetiş' 

dedi karşı komşu hareketsiz olan Mehmet bir hışımla merdivenleri ikişer üçer indi ve hemen Ana caddeye doğru koşmaya başladı hemen bir taksi bulması gerekiyordu biran önce hastanede olmalıydı Anacığı onu beklerdi çünkü ondan başka kimsesi yoktu bir Anne bir oğul başka kimseleri yoktu babasını çok genç yaşta kaybetmişti onun için okulu bırakıp çok erken yaşta eve bakmaya başlamıştı.

-Hay aksi caddede ne bir kimse nede araç gözüküyordu hızlı adımlarla yürümeye devam etti gerçektende incin top oynuyordu kimseler yoktu birden eli cebine gitti cüzdanı yoktu nasıl olur fabrikada soyunma dolabının içindemi unutmuştu yoksa düşürdü mü bir türlü anımsayamadı 

-Aman Allahım cüzdan kaybetmek için çok yanlış bir zaman 'dedi kendi kendine ve koşar adımlarla hastaneye doğru gitmeye devam etti biryandan da Annesini düşünüyordu tansiyon ilacını mı içmeyi unuttu yoksa diye içinden geçirdi başka ne olabilirdi ki evet, evet muhakkak tansiyon ilacını içmeyi unuttu diye hayıflandı birden ileride bir hareketlilik olduğunu gördü ve daha hızlı adımlarla koşmaya başladı bir ümitle belki bir yardım eden olur hastaneye daha çabuk giderim ümidiyle  birden yere kapaklandı birisi ona çelme atıp düşürmüştü ve biri hızla üstüne çullanmıştı.

-kıpırdama polis Hey! gelin buraya yakaladım onu çabuk 

Mehmet ne olduğunu anlamadı .

-Hey!bırak beni ne yapıyorsun?neyi yakaladın?ne diyorsun sen.

-kıpırdama dedim sana polis ne istedin o zavallı adamdan niye bıçakladın?

ve diğer polislerde oraya geldiler Mehmet in etrafını sardılar 

-suç aletin nerede nereye attın onu çabuk söyle.

-ne suç aleti ne diyorsunuz siz ben bir şey yapmadım!bırakın beni ben hastaneye Anneme koşuyordum ne olur beni bırakın Anneme gideyim Annem beni bekler çok merak etmiştir ne olur bırakın 'Ama ne çare Mehmet e taktılar kelepçeyi bindirdiler ekip arabasına doğru merkez karakoluna götürdüler Attılar kodese bu olanlara bir türlü bir anlam veremiyordu kimse onu dinlemiyordu biçare kalmıştı Mehmet için, için ağlıyordu ve bir polis geldi.

-dua ette yaraladığın adamcağız ölmesin yoksa ömrünün yarısını hapishanede geçirirsin 'dedi polis.

-ben bir şey yapmadım kimseyi vurmadım benim oradan geçiyor olmam tamamen bir tesadüf Annemin yanına hastaneye koşuyordum ben ne olur anlayın beni.

-tamam tamam sus daha şimdiye kadar tamam ya ben yaptım suçlu benim diyen görmedim bende 'dedi polis ve gitti 

Mehmet kara, kara düşünmeye başladı ne olacaktı ne yapacaktı yaralı adam yaşarda benim olmadığımı söyler diye ümit ediyordu ve birden 

-delikanlı yaralı adam sizlere ömür diye bağırdı Mehmet e Mehmet dona kalmıştı başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü Annem, Annem diye söylenmeye başladı 

-Mehmet memur ağabey diye bağırdı

-ne var dedi polis

-Annem dedi Mehmet ne olur bir haber bugün devlet hastanesine kaldırmışlar Adı Müzeyyen 

-tamam tamam 'dedi polis ve gitti yarım saat geçmemişti ki polis geldi

-Mehmet başın sağ olsun Anneni kaybetmişsin 

Mehmet ölü gibiydi hayatta en çok sevdiği tek dayanağı Annesini kaybetmişti öyle bir duruma gelmişti ki ağlayamıyordu gözünden hiç yaş gelmiyordu yüreğine doğru için, için içi ağlıyordu ağlamasını dışa vuramıyordu artık bu zor zamanlarında tek başınaydı ne yapacağını bilmiyordu 

-Ah Annem! canım Annem!

ve döndü dedi ki etrafındakilere 

-nasıl konuşayım ben ne söyleyeyim Annemin ellerinden yanaklarından son bir kez öpemedim Annemi toprağa bile veremedim evet söyleyeyim size ben Masum olduğum için buradayım. 

( Masum başlıklı yazı Aykut Emeç tarafından 22.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu