Kuyuya indi dost sandıklarının ipiyle
Oysa terk edilmişti orada
İmdat çığlıkları basıyordu
Ne gelen vardı nede giden
Bir başına çaresiz kalmıştı
Göz gözü görmeyen karanlığın içinde

Artık yorgun düşmüştü
Yardım isteyecek sesi de kısılmıştı
O mecalsiz hali
Kendisini derin bir uykuya daldırmıştı
Uyandığında bir çıkış aradı
İlerde bir ışık sızıntısı gördü

Var gücüyle oraya vardı
Umutsuzluğun tam ortasında
Umudun en büyüğünü yakaldı
Kendisinde olmayan çok şey öğrendi
O düştüğü kuyuda
Unutmuştu çektiği tüm zorlukları

Lakin sır olmalıydı
Kendisine bunca bilgi veren
O öğreticinin adı
Uzun süre sırrı saklamaya başardı
Taki aciz bir duruma düşene dek
O anda sır ifşa oldu aleme

Sır dediğin insanla mezara gitmeli
İnsanın durumu ne olursa olsun
Güvendir dostluğu ölümsüz kılan
Hiç bir bahane özür
Geriye döndüremez eski günleri
Rüzgarın ağacın dalını kırması misali


( Böyle Dostlukmu Denir başlıklı yazı ÖNDER_34 tarafından 7.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu