BU SABAHDA YOKSUN


bu sabahta yoksun 
erkenden kalktım yine
seni arıyorum hep uykulu gözlerle 
pencereden bakıyorum bir umut ile 
geldiğini görürüm diye
kahvaltı hazırladım
bilirsin hiç sevmem mutfağa girmeyi
masamla mutfak arasına
dalgın dalgın gidip geliyorum
sanki orda sen varsın gibi
olmuyor yemek gelmiyor içimden
bir bardak çayım elimde 
şeker atmayımı unuttum
karıştırmayımı unuttum
tazsız tussuz yine
suçu çaya şekere buluyorum ama
senin yokluğun hayatın tadını kaçıran
senin yokluğun aslında ızdırap olan 

inan konuşmam dahi değişti 
kendi kendimi tanıyamaz oldum
asabileştim iyiden iyiye
sabahları güneş doğuyor kızıyorum
geceleri yıldız parlıyor kızıyorum
bir benmiyim yalnız
bir benmiyim çaresiz
isyan çırpınıyor içimde
kahır ediyorum sensiz geçen her güne 

kendi kendimede kızıyorum bazen 
kalk şu oturduğun tahta sandalyeden
çık gez dolaş unut artık
o gitti gelmez artık
hangi giden geri geldiki
dilim söylüyor ama
yüreğim söz dinlemiyor asla
ilk gittiğin gün gibi
dumansız külsüz ateşlerde yanıyor
olunmaz bir umutla belki diyor

dalgın dalgın yürüyorum yolda
bir o tarafa bir bu tarafa
tuhaf tuhaf bakıyorlar bana
o kadarmı belli oluyor yüzümde 
yokluğunda çektiğim ızdırabın acısı
seni soruyorlar bana
o gitti diyemiyorum
dilim tutuluyor tek kelime edemiyorum
şapkamı gözümün önüne yıkıp
derdi çileyi sarıp sarmalayıp
usulca ordan uzaklaşıyorum

artık hayatın ne değeri kaldıki
sevda bağında çiçeklerim soldu 
sevgi ağaçlarım kurudu
kalbim kırık yüreğim burkuldu
gönül evimde zamansız hazan oldu
kuşlar bile bir garip ötüyor
güller boynunu büküp 
bülbülleri azad ediyor
sanki halimi anlıyorlar
sana gel diye sesleniyorlar  
gelde bitsin bu ızdırap 
gelde bitsin bu çile

vakit gece yarısı
yokluğun hergün daha fazla yakıyor canımı
bıraktım hayatın yakasını
azraille koyu bir dostluk başladı
kol kola dolaşırken
muhabbett ediyoruz eskilerden 
al şu canımı diyorum yalvaran gözlerle
alda kabrimde yatayım serin serin
gözümden hayalin 
dilimden ismin silinsin
alda bu ömür sona ersin


           m.özgür özbek
( Bu Sabahda Yoksun başlıklı yazı pozan tarafından 18.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu