Dolaşırım karanlık koridorlarda
Belirli belirsiz saatlerde
Ayazın düşütüğü sokağa benziyor
Volta atarım bir o başa bir bu başa
Herkesin derin uykuda olduğu saatte
Bir elimde kağıt bir elimde kalem
Sonbahar nasıl ağaçların yapraklarını döküyorsa
Bende öğle dökülürüm kalem ile kağıda
Çeviririm aklımda kalan yılların sayfalarını
Bazen hüzünlenirim bazen gülümserim
Bir bardak demli çayın sıcaklığıyla ısınırım
Yarım kalmış düşlerin kışlarında
Sessizliğin ardında sağnak yağmur gibi
Gök gürültüsü olmadan yağar dururum
Kimsenin görmediği gönül sokağıma
Hırçın dalgalrım vurur kıyıma
Sahilime çizdiğim mutluluk resmimi siler
Ardında oluşan hortum hayallerimi çalar
Sorar dururum kendime ben kimim
Benliğimi ararım dipsiz karanlık kuyularda
Çarparım ışıksız sivri köşelere
Aradığımı bulana dek
Yol alırım hep başka baharlara