Ahmet AYAZ
Gaziantep Ekspres Gazetesi 06.11.2018
Hakikaten de şaşırttı bizi bu köpekler. Bugün Yeditepe Mahallesi 85256 Nolu sokak üzerindeki Uzm. Cavuş Ali Çiftçi Parkında 7 tane köpek kamelyalara oturtulmuşlar. Havladıkça çocukların her birisi bir tarafa koşuyorlar. Saldırıp ısırmaları yoktur ama, çocuklar çok korkuyorlardı. Bir yaz boyu yazsam mı? diye düşündüm. Ama yaz mevsimi de bitti, biz hala bu köpeklerin rahatsızlığından kurtulamadık. Bazı gençlerimiz üniversite mi okuyorlar, köpek beslemek için mi şehrimize gelmişler bir türlü aklım almıyor. Apartmanımızda bir gencimiz 5 yılda iki yıllık bir üniversiteyi bitiremedi. Ben hiçbir kimseye beddua etmem. Yalınız bu gencin anasına babasına Allah yardım etsin. Kendisinin de işi rast gitmez kanaatindeyim, İşi rast gitmesin inşallah. Bir öğretmen komşumuz apartmanda köpeğin resmini dışkıları ile birlikte çekti de, şikayetten korktuğu için, elinden o şekilde kurtulduk. Apartmanımızdan başka bir yere taşında.
Diğer yandan bir diş hekimi kızımız, köpeği parka kakasını yaptırmak için indiriyordu. Şükür Allaha ondan da kurtulduk da, kurtulamayacaklarımızın sayıları o kadar çok ki, anlatılır gibi değil. Yaho, insanlarımız, kadınlarımız, kızlarımız, çocuklarımız, yaşlılarımız bu parklarda azıcık d inleniyorlar. Kısa bir süre temiz hava almak için geliyorlar. Bu parklarımızı yaptırıp emek veren belediye başkanlarımızdan ve çalışanlarımızdan Allah razı olsun. Fakat duyarsız insanlarımız ve eğitimden nasibini alamayan gençlerimiz, daha ziyade genç kızlarımız, köpeklerini kaka yaptırmak için temiz ve o güzelim parklarımıza getiriyorlar. Aynı zamanda parklarımıza köpekler kakalarını yapıyorlar. Ondan sonra da bu köpekleri alıp götürüyorlar ama, park sakinlerinde huzur denen bir şey kalmıyor. Bu köpekle ilgilenen insanlıktan nasibini alamayan talihsizler, park bekçilerine de ağız açtırmıyorlar. Hat da, “Ben köpeğimi getiririm, buraya kakasını yaptırırım, sen de temizlemek zorundasın. Senin başka işin mi var diye bu talihsiz park bekçilerine hakarette bulunuyorlar. Buna ben defalarca şahit oldum. Müdahale ettimse, “Bu amca yaşlanmış, yaşlanmasa köpeğimin özgürlüğünü kısıtlamak için çalışmaz” diye bana da hakaretten yana nasibimi aldırdılar. Ama sağ olsunlar diyemiyorum. Azıcık düşünse köpeğinin mi özgürlüğü önde gelir? yoksa insanların mı özgürlüğü önde gelir? Bunu bilir. Ama bilse bu gibi fili hareketlerden uzak kalır. Birde şunu düşünüyorum. Belediyelerimiz köpeklerin parklara getirilmesini yasaklasa. Ve yahut da, köpeklere parka kakalarını yaptıranlara zabıta memurlarımız para cezası uygulasa, olmaz mı? Diye düşünüyorum.
Şimdi ben burada Belediyelerimize ve saygıdeğer belediye başkanlarımıza bir şey diyemiyorum. Bizler vatandaş olarak onların yaptıkları hizmete laik olamazsak, onlar ne yapsınlar. Ancak bu köpeklerle ilgilenenlerin ailelerine sesleniyorum. Parklarda oturup dinlenmek için gelen insanlarımıza karşı, köpek besleyenlerin aile büyükleri biraz duyarlı olsunlar diye düşünüyorum. Yaz bitti ama, yihe yaz gelir, yine yaşlılarımız, kadınlarımız, kızlarımız, çocuklarımız bu parklarda dinlenmek için bulunurlar. Azıcık insanlarımıza karşı saygılı olalım, diyorum.
“Ahmet Bey; Sana söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Hâla yazmıyorsun” diyenlere buradan sesleniyorum. İşte yazdım. Görüp de görmeyenlere, işitip de işitmezlikten gelenlere ne demelidir. Allah akıl vere, Allah ülkemiz insanlarına dirlik düzen vere diyorum. İnşallah o temiz kamelyaların üzerine köpekleri getirmezler, kakalarını yaptırmazlar diyorum. Ama en doğrusu, belediyelerimizin yukarıda dediğim yasak ve ceza hususunu düşünüp değerlendirmeleri gerek diye düşünüyorum. İnşallah da düşündüğüm gibi olur.
Saygı değer okurlarım; Her zaman ki dediğim gibi, Beni unutmayın, sizler ile bir başka sohbet yazımda yeniden buluşalım. En güzel ve mutluluk doldu günler hep ve hepimizin olsun. Hoşça ve dostça kalınız.