Sonradan adının D soy adının 100
olduğunu öğrendiğim kara yolunda aheste aheste seyrediyoruz... Hız yapmayı
sevmem, her zaman yollarda hız limitlerine uymuş bir şoförümdür ve de bununla
gurur duyarım. Her ne kadar ben kurallara uysam da bendim dışımdakiler uymadı
mı trafik tehlikeye düşüyor.
Bir alem bu TIR şoförleri... Normalde binek arabalardan en az on beş yirmi
kilometre daha az sürat ile seyretmeleri lazım kara yollarında... Hemencecik o
TIR önüme geçti... Arkasında ki yazı gözüme ilişiverdi... İlginç ve bir o kadar
da manidar, aynen şöyle ''Tek rakibim lufthansa'' Hay Allah dedim, içimden.
Adam ya şaşırmış ya da bu yazıyı gıcıklık olsun diye gece bir düşmanı gelip
buraya yazmış. Yoksa uçaklar ile yarış etmek için bir TIR ve Tır Şoförü niye bu
yazıyı yazar ki?
Adam da milliyetçilik damarları da yok. Ulan hıyar, oraya Lufthansa yazacağına,
bari THY, yani Türk Hava Yolları yaz da hiç olmazsa biz de moralimizi
bozmayalım. Arkadaş uçak ile yarış yapacak da, ne kazanacak, orası meçhul
işte...
Ben hız sınırının en üst limitinde giderken arkadaş beni topukladı geçti, TIR
ile rahat yüz yirmi yüz otuz ile gidiyor. Hay mübarek taksi mi bu, binek araba
mı? Yanaşayım da şuna biraz yavaş git diyeyim diye aklımdan geçiriyorum. Tam
aynı hizaya geldik, baktım ara da bir de kahverengi bir şişeden bira çekiyor.
Dörtlüleri yaktım, korna çalıyorum adama, hızını düşürsün diye, tınmıyor, bana
mısın demiyor. Ben dat dat yapıyorum, bir ara baktı bana, şişeyi havaya
kaldırdı, vay eşek herif vay, şerefe diyor bir de...
Şimdi yandığının resmidir işte... Ben seni bölge trafiğe ya da Alo 154 trafiğe
bildirmez miyim? Nasılsa bir yerde çevirecekler. Artık, arabanı mı bağlarlar,
ehliyetine mi el koyarlar bilemem... O hala bana şişe gösteriyor, şerefe
yapıyor... Utanmaz ahlaksız herif...
Biraz hızlanıp geçeyim şunu diyorum, baktım o da hızlanıyor. Alkollü bir de
başıma bela olacak neredeyse... Yerleşim yerlerine yaklaşıyoruz, adam bırak
hızını düşürmeyi daha da hızlanıyor. Bir de acı acı kornaya basıyor ki Allah
muhafaza başına gelecek var gibi...
Yerleşim yerinden kazaya belaya uğramadan geçtik. Herife korna çalıyorum
yavaşla diye, ne yapsa iyi? Bana el sallıyor bir de öpücük atıyor. Yanında bir
sopa olacak, durduracaksın, yer misin, yemez misin, eşek sudan gelene kadar,
hatta eşek sudan geldikten sonra bile döveceksin. Hiç de şiddeti sevmem ama, bu
adam, gerçekten hak ediyor. Camı açıyorum, camdan sesleniyorum. ''Kendine
acımıyorsan, çoluk çocuğuna acı be birader.'' diye bağırdım. Duydu hıyarağası
''Ben bekarım abi nerede çoluk çocuk?'' demez mi? Döndüm yine ''Oğlum senin
çocukların yoksa da başkalarının çocuklarına acı bari.'' deyince, biraz
yavaşladı... Uzaktan polis arabalarını da görünce, içimden derin bir oh çektim.
Haliyle iyice yavaşladı durmak üzere, sonrası ise bana meçhul, yanında geçip
giderken de ben de ona bir öpücük atıverdim...