SENSİZİM
Sensizim, ben sensizken yeni uçmaya başlamış bir kuş gibiyim, boşlukta kanat çırpıyorum, sanki adını unuttum, aslında boşuna çabalıyorum çünkü daha umudunla mutluyum, uçamıyorum bir yanım sende yapamıyorum, hep sensizliğe çakılıyorum!
Sensizim, ben sensizken yolunu kaybetmiş biriyim, dolanıyorum belki seni bulurum ama hep yokuşları çıkıyorum, aslında yürüyorum sanki sana geliyorum ama ben hep sensizlikte kayboluyorum!
Sensizim, ben sensizken anlamını yitirmiş bir cümle gibiyim, yazılıyorum belki seni anlatır kelimelerim ama hep sensizliği heceliyorum, aslında sorulara bürünüyorum, sanki seni yazıyorum ama ben hep sensizlikte noktalanıyorum!
Sensizim, ben sensizken fırtınaya tutulmuş bir gemi gibiyim, rotamda sen, ufkumda sen, sanki demir alıp sana yol alıyorum, ama sensizlik girdabından çıkamıyor sanki olduğum yerde dönüp duruyorum, aslında ben hep sensizlikte dibe vuruyor, sensizliğe batıyorum!
Ben bir şiirim, ismim sensizim, okunuyorum, belki bir yerlerden duyar gelirsin ama hep sensizlikte yankılanıp durur sesim, harflerim eğik, yazılarım siliktir, aşk hep farklı şekillerde yaşanır ama ayrılık sonrası yaşananlar hep aynıdır, bu yüzden tüm dünya dillerine çevrilmiştir dizelerim, bütün dünya okur, sensizlikte kimi leyla, kimi mecnun olur ama sensizim diyen taraf olmayacaksın bu duyguda, sonra tufan olsa kasırga kopsa ne söndürebilir için için yanan yüreğinde ki ateşi, nede fırlatıp atsa seni çok uzaklara, bu savaştan kaçıp kurtulabilirsin.