Fanatikliğin sınırı ve derecesi yok. Akşam akşam Trabzon spor-Beşiktaş maçı
öncesi fanatik Trabzonlu taraftarlar Galatasaray ürünlerinin satıldığı bir
mağazaya saldırıyorlar. Ne alaka diyeceğim, siz de kel alaka diyeceksiniz...
Bununla kalsa iyi... Arkadaşlar o kadar fanatikleşmiş, o kadar kafayı yemişler
ki bir de bilet yüzünden aynı takımın taraftarları, birbirleri ile kavga
ediyorlar... İnanın bu rezillikler yüzünden spordan ve futboldan soğudum. Maç
özetlerini bile izlemek istemiyorum, izlemiyorum...
Koca koca adamlar, ellerinde tuttukları takımın bayrakları, bağırıp
çağırıyorlar. Nerede o eski zamanda ki nezih futbol seyircileri, saygılı
futbolcu ve antrenörler... Varsa yoksa millete dayılık, hakemlere ukalalık,
sonrada Futbol Disiplin Kurulu ceza verdi mi, feveran et, ceza haksızmış da
diye zıpla dur...
İnsan dış ülkelerde ki maçları izlerken gerçekten gıpta ediyor o ülkelerde ki
futbola ve seyircilere. Bir çok ülke de tel örgüler bile olmadığı halde hiç
kimse de sahaya yabancı madde atmıyor, sahaya girmeye teşebbüs bile etmiyor.
Ağır cezaları var zaten bu tip hareketlerin... Geçmişte cep telefonları bile
atıyorlardı sahaya fanatikler...
Fanatikliğin ortadan kalktığı bir Türkiye her zaman sporseverlerin ve futbol
seyircilerinin özlemidir. Kimse kimseye sen Fenerlisin, o Cimbomlu, öbürü
Beşiktaşlı diye saldırmasın... İnsanlar ''Ben takımım için can veririm
psikolojisinden.'' bir an önce kurtulsunlar... Can verilecek tek kavram vatan
olsun, bayrak olsun, din olsun. Hiç bir kavga ve gürültünün olmadığı spor
karşılaşmaları ülkemizin de aynı zamanda uygarlık göstergesi olacaktır...