Hava kararmıştı, rüzgâr şiddetini artırmış delicesine esiyordu ortalığı yıkarcasına.
Kara bulutların hepsi sanki bir yerde toplanmış ve birbirlerine sımsıkı sarılıyorlardı. Eski köhne bir ev vardı, tahta kapılı, pencereleri olmayan. Yağmur bir anda bastırıvermişti. Yağmurdan korunmak için sığınacak bir yer arıyordum, eski eve de giremezdim... Rüzğar şiddetli esintisi ile aldığı yağmur damlalarını tepemden tırnağıma kadar vuruyordu. Ufak bir köşe bulmuştum, sığındım, açtım ellerimi yağan yağmurda...
Yağmur iyice artırmıştı yere düşen damlaların hızını, insanoğlundan öc alırcasına. Bir ses duymuştum o gürültülü damlaların arasından kulaklarıma kadar gelen.
Saçı sakala karışmış, üstü başı perişan, soğuktan iki büklüm!
Yaşlı bir adam;
Beyim, Beyim... Beni tanımıyordu ama beni çağırıyordu. Yağmur damlaları elindeki yarım sigarasını söndürmüştü, acaba benden bir şey mi isteyecek diye sordum kendi kendime.
Gel ısın dedi birden...
Girmiştim tereddüt etmeden yaşlı adamın köhne evine.
Sobası yanıyordu ona göre ama içinde ateş namına bir tek köz yoktu. Bana ısın diyordu hâlbuki kendisi titriyordu, sobanın yanmadığının farkında bile değildi.
Susmuştuk ikimizde, kapkaranlık gecede, rüzğarın deli esintisi ile bir sağa bir sola vuran yağmur damlaları konuşuyordu ikimizin yerine.
Anlattı, anlattı, gözleri doldu, utancından gözlerinden yaşlar akmıyordu.
Neden ağlıyorsun dedim,
Sence dedi sustu.
Yağmuru izliyordu,.......
Halakaçayır...
(
Saklı Ev başlıklı yazı
Halakaçayır tarafından
1.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.