Unutulmuş bir kalebend gibidir ruhum
Kendi içimde,
Bin yılın sürgünüyüm ayağımda bukağı
Yanılgıların temreni yaralarken sinemi
Boğazımda düğümlenirken ömre bedel eyvahım
Hüznüm çığlık olur doldurur gözümdeki ırmağı.
Aynadaki yorgun aksim her bakışta suretime seslenir
Fe eyne tezhebun
Ey meyyiti müteharrik bu gidiş nereye
Dağlanırken yangınlarımla onmayan yaralarım
Sessizce kadim mezar taşlarına heveslenir
Bir nokta olma arzusuyla kabirde okunan her sureye.
Her kaçış yakalanıştır pişmanlığın acısıyla
Adımız gibi biliriz
Sürgün, bukağı, onmayan hüzünlü bir imtihandır
Bir nefeslik mesafede daru beka beklerken
Havf ve reca kırbacının yüzümdeki sancısıyla,
Topyekün seferberlik ilan etme vaktidir an bu andır.
Muhammed Mehmet GÜL
MEYYİT-İ MÜTEHARRİK: Hareket halindeki ölü.