''Hamsi Gürcistan'a kaçtı'' BASINDAN
Evladım, canım ciğerim Hamsi sana sesleniyorum sana ''Artık yuvana dön'' Biz
sana gereken ilgiyi gösteremiyor muyuz da bizden uzaklaşıyorsun kaçıp
gidiyorsun. Ne kötülüğümüzü gördün de bu suları terk edip gittin ta
Gürcistan'lara...
Onlarda seni ekmek arasına koyup yiyor biz de aynı şekilde yiyoruz, işgüzarlık
yapmanın ne alemi var Sayın Hamsi'cim... Hem bizim kıyımızda ki yosunlar daha
lezzetlidir ha diyeyim sana. Su ise aynı su, orada Karadeniz burası da
Karadeniz...
Bizim hemşehrilerimiz, Lazlarımız hatta Laz olmayanlarımız bile sana
bayılıyorlar. Kimi rakı ile kimi rakısız, şalgam suyu ile, normal su ile,
salatayla götürüyorlar... Sen balıkların hasısın, balıkların şahısın, hatta kralısın,
bir tacın yok başında, olsun, o da eksik olsun ne fark eder...
Bizi buralarda garip koyma. Bak azaldın azaldın da fiyatın yirmibeş liraya
çıktı... Olsun zararı yok biz yine senin buğulamanı da, tavanı da yapar yeriz
hamsicik. Yeter ki terk ettiğin bu sulara geri dön. Benim Lazlarım ki başka
yerde de bir örneği yoktur sanırım, senin tatlını bile yaptılar, o kadar da
tuzlu denizden çıktığın halde...
Canım ciğerim, tatlım kıymetlim Hamsicik, bizim burada Türkiye'de herkes senin
yolunu gözlüyor, özlem ile, aşk ile hasret ile hem de... Şunu bil ki ağlarına
takıldın mı canını fazla da acıtmayacaklarmış bizim Karadeniz Uşakları, sana
söz veriyorlar... Yiyecek olanlarda, yeter ki dönsün yerken hiç bir yerini
ziyan etmeyip, kafasını kılçığını bile yiyeceğiz diyorlar. Hadi gel bekletme ne
olur, gel de midelerimiz bayram etsin... Hem pilavlık pirinçler de hüzünlü imiş
bu sıralar, hiç kimse hamsili pilav yapmıyor diye üzülüyorlarmış... Adına türkü
şarkı bile yaptık be Hamsi'm senin, hadi hadi dön ne olur...