Söndürün ışıkları, kula kulluk edenleri görmek istemiyorum, Allah'a şirk
koşanlardan bıktım usandım.
Allah hesap sorucu olarak yeter.”(33 Ahzap 39) Allah'ın insanın kulluğuna ihtiyacı
yok ama insanın yalnızca O’na kulluk etmeye ihtiyacı var. Çünkü seni ve senin her
türlü ihtiyaçlarını yaratıp önüne seren O dur.
Senden istediği tek şey Rabbinin tek ilah olduğunu kabul etmen ve O’ndan başkasını
O’nun yerine koymadan yalnızca ona kulluk (ibadet) etmendir. Allah’ın insanlar
arasından dilediklerini elçiler seçmesinden dolayı, elçilerin insani özelliklerinden
hiçbir şey kaybetmedikleri gibi, insani özelliklerine de diğer insanlardan farklı
bir şey artırılmış değildir.
“De ki; Ben de sizin gibi bir insanım. Yalnızca bana, sizin ilahınızın tek bir ilah
olduğu vahy ediliyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih ameller işlesin
(doğru işler yapsın) ve Rabbine ibadet ederken hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi O’na
ortak koşmasın. ”, şeklindeki izahata rağmen buna inanmıyorsan, Doğru budur,
demiyorsan, demiyorsanız, söndürün ışıkları kula kulluk edenleri görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları çocuğa taciz edenleri görmek istemiyorum, çocuğun iç dünyasında
fırtınalar eserken, tacizcilerin ellerini kollarını sallayarak dolaşmasını görmek
istemiyorum.
O istismar hiç bir şekilde çocuğun suçu değildir. İstismara uğrayan çocuğun yalnız
bırakıldığını, ona acındığını görmek istemiyorum. Çocuğun uğradığı tacizin bir
sır olarak kalmasını istemiyorum. Tacize uğrayan çocuğun canının acımasını,
korkmasını istemiyorum.
Eğer görmüyorsanız, göremiyorsanız bunları söndürün ışıkları, çocuğa taciz edenleri,
tacize uğrayan o minicik yavruları görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları her türlü şiddeti ve kadına şiddeti görmek istemiyorum.
Resûlullah (s.a.v) hanımlarını döven erkekleri muhtelif şekillerde uyarıp bunlara
karşı dâimâ memnuniyetsizliğini ifade edip, “Kadınları ancak kötüleriniz döver.”
Diye buyurmuşken, bırakın dövmeyi, her türlü işkenceyi, şiddeti uygulayanları
görmek istemiyorum.
Allah Resûlü (s.a.v) Efendimiz’in hanımlarını hiç dövmediği, Peygamber
Efendimiz’in hanımlarına ve hizmetçilerine el bile kaldırmadığını bilmemize
rağmen halen ben Müslüman'ım diye geçinip kadına el kaldıranları, şiddet
uygulayanları görmek istemiyorum, söndürün ışıkları, kadın cinayetlerini
görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları, insanın insanı sömürdüğünü, Emperyalizmin kanımızı içtiğini,
siyasilerin Emperyalist ülkelerin oyununa geldiğini görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları kimimiz, bir eli yağda, bir eli balda iken, aç, yoksul, kimsesiz
insanları görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları karda, kışta, soğukta sahipsiz kalan, kaderine terk edilen, ya da
çevreye zarar veriyor diye zehirlenen sokak hayvanlarını görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları Terörü, teröre destek verenleri görmek istemiyorum, henüz yirmili
yaşlarda bu dünyadan göçüp giden, arkada gözü yaşlı analar, babalar, gelinler, çocuklar
bırakan o yiğitlerin şehadetini görmek istemiyorum.
Gördünüz neleri görmek istemediğimi şimdi yakın ışıkları, yakında uyanalım bu gaflet uykusundan, sen, ben, o demekten vazgeçip hep birlikte çareler arayalım.
Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, her şey yerel seçimler mi?
Siz sayın politikacılar lütfen sadece kazanacağınız Belediye Başkanlıkları için daha fazla
kırıp, dökmeyin bu Milleti.
Ve Ey Türk Milleti yakın ışıkları, yakın da bir ahvalimize bakalım ve çareler arayalım
el ele, hep birlikte.
Mehmet Fikret ÜNALAN