Online Üye
Online Ziyaretçi
Evet, evet onun kadar ezik birine de rastlamamışsınızdır şu Kainatta... İnsanlara hizmet etmekten pestili çıkardı... Yine de gıkı çıkmaz hizmet etmeye devam ederdi... Belki azarlamazlar, aşağılamazlardı insanlar onu, ama yine de ezerlerdi... Zamanında domates bile, patates bile, hatta çiğ köfte bile onun ezildiği kadar ezilmemişti...
Doktor muayenehanelerinde, hastanelerde, en çok oralarda ezildiği olurdu... Çoğu zaman hastalar ezer geçerdi... O da bunu hiç kafaya takmazdı... Hastalara hizmet etmenin gururu ona yetiyor da artıyordu... Hoş taksa da bir şey fark etmiyordu...
Hayatı hep ezik geçecek ve sonrada buruşturulup bir çöp sepetine atılacaktı... Ezik yaşayan nice insanlar hayatına bir şekilde son verirken bazı zaman, o ezildiği için, bir işe yaradığı için çoğu zaman mutluluktan havalara uçuyordu...
Ayaklar altına alındıktan, çiğnendikten sonra, ömrü en fazla beş on dakika ya da bir iki saat ile sınırlıydı... Doktorun muayenesine göre değişen bir zaman dilimi işte.. Sonra hoop çöp sepetine... Yan taraftaki temiz arkadaşları da ''Ah bir sıra bize de gelse.'' diye heyecan içinde beklerlerdi...
Bu Galoş'u da insanlık düşmanı Sırp Miloş'un akrabası filan zannetmeyin sakın. Sadece isimlerinin sonundaki loş kelimeleri benzeşti diye, öyle bir şey aklınıza gelmesin... Gerçi Miloş'da eziktir biz Türkler karşısında yıllardır, o da ayrı bir konu...
Anlamışsınızdır, adı Galoş... Hijyen Ablasının en çok sevdiklerinden birisi... Hijyen Ablası, onun çok kısa ömürlü olduğunu bilse de onun ile her zaman gurur duymuştur... Eeee ne de olsa ''Temizlik imanın gereği.'' demişler ya... Demek ki sevgili Galoş'un imanımıza bile faydası var... O ezildikçe bizlerde daha sağlıklı bir yaşam için çabalamış oluyoruz...
Gittiniz mi doktora ayağınıza mutlaka Galoş takında hastalıklarınızı kafaya takmayın. Allah sevdiği kuluna dert verirmiş, bunu da sakın unutmayın. Sabırla ve biraz da hayata tutunarak kıyısında köşesinden her şey hallolacaktır...