İnsanlık tarihinin göbeğinin kesildiği yer: ŞANLIURFA, GÖBEKLİTEPE 

2019 "Göbekli Tepe Yılı" ilan edildi. Bu konuda daha önceleri yazmış olduğum bir yazımı sizlerle paylaşmak istedim. 

               EZELİ ŞEHİR URFA

Tarihin tozlu sayfalarında ne kadar geriye gidebilirsiniz? Eğer Urfalıysanız, gidebildiğiniz kadar gidersiniz! Neden mi?..

Daha geçen yüzyıla kadar Dünya üzerinde bilinen en eski tarihi yapılar; dört-beş bin yıllık Mısır Piramitleri ve Stonehenge kalıntıları idi. Fakat Urfa'mızda, Göbeklitepe'de yapılan kazı çalışmaları neticesinde (bilimsel verilerle desteklenen bilgilerle) anlaşıldı ki Göbeklitepe kalıntıları tam on iki bin yıl öncesine ait! Yani bilinen en eski tarihten bile yaklaşık yedi bin yıl daha eski!
Yani: “Urfa’mız; tarih kadar eskidir,” diyebiliriz.

Bir şehir düşünün; kendisi, başlı başına bir tarih olmasına karşın her geçen gün tarih yazmaya ve sizi şaşırtmaya devam ediyor. 

Göbeklitepe'nin bulunmasıyla, milattan binlerce yıl önce insanların Urfa bölgesinde yerleşik hayat sürdükleri ve bin yıllar boyunca bu bölgede bırakılan eserlerle insanoğlunun bu coğrafyadan vazgeçemediği netlik kazanmıştır.

En az yedi peygamberin buralarda yaşadığı rivayet olunmakta ve bu toprakların, Cenab-ı Hakk'ın (cc) sesini duymakla şereflendiği söylenmektedir.

Eyyüp ve İbrahim aleyhisselamın yaşadıkları sınavlar sonucunda ilahi ikrama mazhar olmaları tevatür derecesinde katiyet kazanmıştır ve bu olaylar neticesinde Kuran'ı Kerim'de bahsi geçen o iki kurtuluş ayetini bu toprakların duyduğu büyük bir övgü ile anlatılmaktadır.

Eyüp peygamberin çile çektiği mağara, Allah’ın emri ile ayağını yere vurarak çıkan ve yaralarına şifa olan su; İbrahim aleyhisselamın doğup büyüdüğü mağara ve ateşe atıldıktan sonra Allah’ın izniyle suya dönüşen ateş ve balığa dönüşen odunlar halen mevcudiyetini korumaktadır ve her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçinin akın akın Urfa’mıza gelmesine vesile olmaktadır.

Urfa’mızın manevi havasının ne kadar etkileyici olduğunu gelen misafirlerden sıkça duymuşuzdur. Evet, gerçekten de büyüleyici atmosferi ile insanı derinden etkileyen bir yapısı vardır.

Birçok medeniyet kurulup hepsi de kendi kültürünün izlerini bu topraklarda bırakarak tarihteki yerini almıştır. Bunun sonucu olarak şehir; kültürüyle, yaşantısıyla, tarihiyle tam bir mozaik haline gelmiştir. 

Dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanlar burada kardeşçe yaşamıştır ve hala da yaşamaktadır.
Üç semavi dinin temsilcileri tarafından kutsal olarak kabul edilen Kudüs’ten sonraki ikinci şehirdir Urfa’m. O yüzden sadece yurtiçi değil yurtdışından da fazlasıyla turistin ilgi odağıdır.

Tarihin ilk ilim yuvasının ve bir nevi ilk üniversitesinin Urfa’mızda olması da bir başka gurur kaynağıdır biz Urfalılar için. Evet, Harran kalıntılarından bahsediyorum! Kerpiç ve tuğladan örülmüş konik tavanlı evleri, kalesi ve kale çevresinde bulunan külliye kalıntıları ile ilgi çekici bir yapısı vardır. 

İlim çevrelerince kabul görmüş üç felsefe ekolünden biri de bu üniversiteden çıkan “Harran Ekolü ”dür.

Urfa’m, yalnız tarihiyle değil aklınıza gelecek her yönüyle bir membâdır. 

Edebiyat alanında Şair Nabi, Şair Abdi gibi; müzik alanında Mukim Tahir, Kazancı Bedih, Mehmet Özbek, İbrahim Tatlıses gibi ülkemize değer olmuş, alanında söz sahibi nice ustalar yetiştirmiştir bu şehir. 

Tarihi mekânları, maneviyatı, mistik ortamı, damak lezzeti, yemek çeşitleri, müziği ve tarihe mal olmuş şahsiyetleri ile bir farklıdır Urfa’m. Görülmesi gereken şehirlerin başında gelir. 

Kültür Bakanlığımızca bu yılın “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesi ve hazırlanan afişlerde, müze kartlarında Göbeklitepe fotoğraflarının kullanılması, şehrimizin diğer değerlerinin de tanıtılması için büyük bir fırsattır bizim için. 

Biz Urfalılara düşen görev ise: bu fırsatı en ince ayrıntısına kadar değerlendirmektir! Urfa, ihmal edilecek bir şehir değildir! Urfa, Dünya’ya tanıtılmalıdır! 

Siz de buyurun Dünya medeniyetlerine ev sahipliği yapmış; Mezopotamya’nın bu nadide, gizem dolu şehrine. Misafirimiz olun. Pişman olmayacaksınız!

Mustafa Gül (16.11.2018)
( Ezeli Şehir Urfa - Göbeklitepe başlıklı yazı Hamdi tarafından 3.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu