.............................beni çoğaltan deniz’e



‘’ hangi yüreğin zulasında
buruk bir aşk da olsa
barınmaz ki ‘’

( Hasreti isa )


bir derin çukurda unutulmuş
maskedir yalnızlığın
yüreğimde
közünü aldığın
resimlerin ateşlerde kalır
yanar negatifleri ömrümüzün


hangi duygunun bölünmesiydi sevgi
bir şiirle de olsa
sen canlı tut geceyi


sokak lambaları korkudan yakıyor kendini
karanlık öylesine at koşturuyor sokaklarda
meydanlar korkulara kaldı
aşkın afişleri yırtıldı duvarlarından
yanaklarından dizlerime akan
yaş değil
kan



simdi sen
hasretin uzak mermisi
uyur uyanık
uykularda arıyorum gençliğimi



bir cadde ortasında bırakıp gitmiştin
o gün bu gündür kaybettim sende kendimi
bir düşün içinden yalın ayak geçmek vardı şimdi
çocuklar uyanmadan söndür hasretimi
olur ya
yarına çıkmayız belki



dallarımızı kırıp yapraklarımızı yoldular
yüreğimiz çıplak kaldı



aynı yaranın üzerinden gülerek de geçsek
olmuyor
soluyor sonbahar
acı acıyor
yok
yanıtı yok bu susmanın
ağlamak neyi barındırır içinde
bıktım kaçak gülüşlerden
hangi düşe vurur kendini bu yürek
hangi gülüşe teslim olur



ayaklarımızı sürüyerek geçtiğimiz bu toprağın masallarıydık biz
yarınları anlatılacak olan birileri yoktu ortalıkta
gözlerimizden daha masum bir yerimiz
kalmamıştı açıkta



gecenin ağzıyla konuşma bana
bırak dallarını sallasın kuşlar
ne çıkar
parçalansın bütün gözyaşların
ne çıkar
buzula kessin gülüşün
çıkar gider ömründen
bir sıcak mezar / bir kanlı pazar
sahi
ellerimin üstünde ellerinin ne işi var


hangi acın koynunda doğmuştu ilk gülüşümüz
bizi biriktiren bir buluta orman olsun susuşumuz
bizi açıklara bırakan bir deniz olsun
aşk
bütün mekânlardan kovulsun kovulacaksa
herkes
kendi gözünün önündeki
sularda boğuyor yalnızlığını nasılsa



kelimelerin üstü sancıyla kaplı
sancıyla kaplı kadınların rahimleri
doğsa kahır
doğursa zulüm gülüşleri



şimdi
bir bulutun peşine takılıp gider gözlerin
ben gözlerinden geçerim
görmezsin
şimdi
yeni bir aşkın kimliğini sorgular ellerin



dün gece
seni gördüm düşümde
doludizgin atların üstünde
ellerinde çiçek tozları
atıyordun kendini yerlere
toprağa düştü tohum
gözlerin suladı hasreti
sen diyorsun ki
diyorsun ki
haydi durma öyle
seviş benimle
şimdi
aşk mevsimi


sol göğsünün altında
bir saatli bomba gibi taşıdığın
o koca yüreği seviyorum
ayıptır söylemesi



her şey güzel de
gölgene de don giydirmek
neyin nesi
neyin nesi
gözlerine kadar çekmek
za/ten) k/örsün ki
seni seviyorum
ayıptır söylemesi


datça 14 ekim 2009


İsa İnan

( Seviyorum Seni Ayıptır Söylemesi başlıklı yazı isa-inan tarafından 12.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu