Araba kullanmayı severim sevmeye de, adam gibi kullanmayanlara da açıkçası kıllanıyorum bayağı... Öyle trafikte makas filan atmayacaksın kardeşim, makas dediğin berberde olur ya da gidersin bir bebenin yanağını sıkarsın acıtmadan, o da sana gülücük ve sevgi olarak geri gelir zaten...


Bizim mahallenin tıfıl bebeleri Özkan ile Samet para biriktirmişler epeyce, ehliyet de aldılar ya, sonrada gidip bir Murat -124 almışlar... Tabi biraz babaları da destek çıkmış, çalışıyorlar da bebeler, benzinini de, gazını da koyarlar herhalde... Arabanın sağını solunu gelin gibi süslemişler, hava atacaklar ya... Aldım karşıma bir gün, ''Bana mı oğlum bu havanız?'' dedim, çark ettiler. ''Yok ağabey ne havası cıvası biz de olmaz böyle bir şey.'' dediler... Bir de havalı korna taktırmışlar arabalarına, evlere şenlik... Mahalleye geldiler mi kornayı bir köklüyorlar, aman Allah'ım, o anda oradan geçen bir yaşlı teyze varsa, elindekileri yere atar. Hamile bir kadın geçsin çocuğunu düşürür billahi... Havalı kornaya bastılar mı, kediler, köpekler bile kıçlarına nışadır sürülmüş gibi arazi oluyorlar...


Bir de bu zibidilerden Özkan'ın sevdiği kız var, Hacer. Gece gündüz demeden, gelir kapıya dayar Murat Arabayı, iki üç de kornaya bastı mı sen gör mahalledeki şenliği... O da ya balkona ya da cama çıkar, bazen el sallar, bazen öpücük atar, sonra girer içeri... Çekerim kenara zaman zaman ''Yahu Özkan'ım anladık araban havalı, korna da havalı da, gündüz çalıyorsun bir şey demiyoruz, ama gece gece biraz ayıp oluyor evladım, vallahi bak alırım paçanı aşağı.'' diyorum. O da bana ''Tamam ağabey bir daha yapmam billahi, aşk başa gelince akıl dünya seyahatine çıkıyor işte. Ben de akıl mı bıraktı bu Hacer?'' diyor yine de ertesi gün, aynı sahne tekrarlanıyor, kısaca huylu huyundan vazgeçmiyor...


Geçenlerde mahallemizin sevimli ablalarından Sebahat Teyzemiz elinde kase, hasta komşusuna çorba götürürken sen gel yanında zaaaart zaaart havalı kornaya bir bas, kase de güm diye yere düşmesin mi... Tabi çocuklar bilerek isteyerek bir şey yapmasa da üzüldüler gerçekten, çorba kasesi Sebahat Teyzelerinin elinden düşünce, özür üstüne özür sonra...


Bazen de sıpalar boş arsada maç yaparken gelip de kornaya basıyor keratalar. Hatta geçen gün İsmail tam kaleci ile karşı karşıya iken havalı kornayı bir köklediler, artık mahsus mu yaptılar yoksa tesadüf mü orasını anlayamadık ama İsmail'in aklı çıktı, tabi ki yüzde yüzlük atacağı golde auta gitti... Mahalle Maçı bu kaybettin mi yerle bir olur mahallenin bebeleri...


Ama evvelsi gün de bayağı sevindi millet... Trafik Polisinin yanından geçerken görmemişler ekip arabasını, zaaart zaaart basmışlar kornaya, polis abiler de bunları hemen enselemiş, bir güzel de cezayı yazıp makbuzları ellerine vermişler... Tabi ondan sonrada cezayı ödememek için polislere yalvar yakar, ama nafile af etmemiş memur abiler. Kornayı da yasak diye söktürmüşler... Şimdilerde ikisi de süt dökmüş kedi gibi... Arabaya bile binmek istemiyorlar havalı kornalarının havasını alınca trafikçiler...

( Havalı Korna başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 20.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu