Bugün çok özel bir gün, 14 MAYIS ECZACILIK BAYRAMI.
Bu özel günde çok özel bir arkadaşımızı, meslektaşımızı sizlere tanıtmak istiyorum.
15'in üzerinde ödül, 3 kitap ve şizofreni tedavisinde patent almış bir yöntemin sahibi Albay Prof. TAYFUN UZBAY
Özellikle şizofreni konusunda önemli çalışmaları olan Türkiye'nin yetiştirdiği bir büyük Bilim İnsanı.
Bu sözlerime kızacak belki de, çünkü o öyle cana yakın, öyle yüce gönüllü bir insan ki; kendini insanlığa ve onun huzurlu geleceğine adamış.
1959 yılında doğduğu Ünye'de geçmiş çocukluğu.
İlk, Orta ve Liseyi orada okuduktan sonra İstanbul'a gelmiş.
İ.Ü Eczacılık Fakültesinden 1982 yılında mezun olmuş.
Bilenler bilir, Eczacılık Fakültesi mezunlarının öyle aman aman çalışma alanları yoktur. Ya Okul'da kalıp kariyer yaparlar, ya (eğer başarabilirlerse) ilaç fabrikalarına girerler...
Ama bizim memlekette genellikle meslektaşlarımız memleketlerine gider ailelerinin maddi desteğiyle eczane açarlar.
Geri kalan ki; sayıları oldukça fazla (yani parası olmayanlar, yani benim gibi olanlar) sağda solda sürüm sürüm sürünürler.
Tayfun Uzbay öyle 'Tezgahın başında dur, hastaya ilaç ver, akşam olunca kasayı topla, evine git' işini yapabilecek yapıda biri değil.
Bir konuşmasında daha çocukken Bilim İnsanı olmayı kafasına koyduğunu anlatıyor.
O zamanlarda Dünyada bir çok çocuğun doktor olmasında büyük rol oynayan Dr. Barnard ilk kalp nakli ameliyatını gerçekleştirmişti.
Tayfun Hoca da diğer çocuklar gibi bu olaydan çok etkilenmiş ve ''Ne yapıp edip, ben de böyle büyük işlerin adamı olacağım!'' diye hayaller kurmaya başlamış.
''Dr Barnard Kalp ameliyatı yaptı, ben de beyin ameliyatı yaparım!'' diye düşünmüş.
Evde yastıkları yatağın üzerine koyup, ağzını bir güzel peçeteyle kapatıyor; ameliyatcılık oynuyormuş. Gelin görün ki; tüm anneler gibi onun annesi de ortalığın dağınıklığını görünce ona çok kızıyormuş.
Ne bilsin ki; oğlu büyüdüğünde dünyanın tanıdığı bir Bilim İnsanı olacak.
Yani içine bu aşk, çok küçükken düşmüş, daha küçücük yaşta almış zehri anlayacağınız.
Hayallerinin peşinden koşmuş; yılmadan, yorulmadan.
Gülhane Askeri Tıp Fakültesi (GATA) Tıbbi Farmakoloji Ana bilim Dalında 1992 yılında doktora eğitimini tamamlamış.
1995 yılında doçent unvanı almış.
Böylelikle çocuklukta düşlediği Bilim İnsanı olma yolunun kapıları sonuna kadar açılmış kendisine.
1997-1998 yıllarında TÜBİTAK ve Kuzey Teksas Üniversitesi bursları ile Amerika Birleşik Devletlerinde, Kuzey Teksas Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Merkezi, Farmakoloji Bölümünde ve 1999 yılında Cagliari Üniversitesi bursu ile İtalya’da, Cagliari Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Toksikoloji Bölümünde Araştırıcı Öğretim Üyesi olarak çalışmış..
Veee...2003 yılında profesör unvanı almış.
2003-2011 yılları arasında GATA Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı, 2011-2013 yılları arasında GATA Yüksek Bilim Konseyi Üyesi olarak çalışmış.
2013 yılında kendi isteği ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olmuş.
Halen Üsküdar Üniversitesinde, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanlığı ve Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFAUM) Müdürlüğü görevlerini yürütüyor..
SCI’da listelenen 40 adet uluslararası bilimsel dergide 118 adet makalenin yayın için değerlendirilmesine ve 150’den fazla TÜBİTAK ve TÜBA projesinin değerlendirilmesine hakemlik yapmış.
2003-2012 yılları arasında TÜBİTAK Ulakbim Türk Tıp Dizini Kurulu Üyeliği ve 2004-2012 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Madde Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu Üyeliği görevlerini yürütmüş.
2007 yılından bu yana Türk Eczacıları Birliği, Eczacılık Akademisi Bilim Kurulu üyeliği yapıyor ve. Eczacılık Akademisinin de 2016 yılından itibaren başkanlık görevini yürütüyor.
Yani, Hedefi beyin nakli gerçekleştirmek olan güzide Bilim İnsanımız Tayfun Uzbay yine aynı söyleşide diyor ki;
''Beyin ameliyatı yapamadım belki ama, gene bu alanda miki mauslarla çalışıyorum ve severek yapıyorum mesleğimi, İyi ki bu işi seçmişim, mutluyum!''
Öyle kolay kolay BİLİM İNSANI olunmuyor, biliyorsunuz.
Durmadan, dinlenmeden çalışmak ve bu alanda farklılığınızı ortaya koymak zorundasınız.
Peki Tayfun Uzbay neler yapmış?
Çalışmalarını deneysel nöropsikofarmakoloji alanında sürdüren Prof. Dr. Uzbay yine bu alanda sekiz adet Türkçe ve bir adet İngilizce kitap yazmış.
Üçü uluslararası, yirmi beşi ulusal ;28 kitap bölümü ve SCI’da yer alan dergilerde 104 bilimsel makalesi yayınlanmış. Yayınlarına 2000’den fazla atıfta bulunulmuş.
(SCI kısaca; düzenli olarak binlerce bilimsel dergiyi tarayarak, içeriğini okuyucularına duyuran
uluslararası bir sistemdir.
Bu sistemde yazarlar aldıkları atıflar hesaplanarak prestij yönünden değerlendirilirler. Ülkemizde de Akademik yükselmelerde bu durum çok büyük önem arz etmektedir.)
Tayfun Uzbay'ın SCI H indeksi 23’tür.
Yaptığı bu çalışmalar sonucunda bir çok ödüle layık görülmüş.
Bunlardan bazıları:
Roche Tıp Araştırma Ödülü (1994),
Eczacılık Akademisi Bilim Ödülü (2005),
Prof. Dr. Rasim Adasal Bilim Ödülü (2005),
Popüler Bilim Ödülü (2007),
Beyin Araştırmaları Derneği (BAD) Yayın Teşvik Ödülü (2008) Özgün Çözümler Proje Pazarı ve Yarışması (Ege Üniversitesi, Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, TÜBİTAK ve ELGİNKAN Vakfı desteği ile) birincilik ödülü (2009)
Şizofreni hastalığının oluşumu, tanısı ve tedavisine yönelik ilaç adayı üç molekülün incelemeli patentini almış.
Bu alandaki araştırmaları Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Yeni Buluşlar Şerit Rozeti ve Karargâh Üstün Hizmet Ödülü ile taltif edilmiş.
Prof. Uzbay ayrıca Alkol ve Madde Bağımlılığına yönelik önemli bilimsel çalışmalar ve yayınlar yapmış.
Toplumu madde bağımlılığı konusunda bilinçlendirmek ve eğitmek amacıyla çeşitli okullarda ve sivil toplum örgütlerinin organize ettiği toplantılarda doğrudan topluma yönelik 200’den fazla gönüllü konferans vermiş ve bu konularda yazıları yayınlamış.
Saygı değer Hocamız, Eczacıların gururu Prof. Tayfun Uzbay; evli ve bir çocuk babası.
Bir çoğunuz onu tanıyorsunuz, en azından adını duydunuz ama o benim arkadaşım ve ben onunla övünüyorum.
Girdiği yolda , önünde çok daha uzun yılları olacak biliyorum ve Prof. Tayfun Uzbay'a sonsuz başarılar diliyorum.
İnşallah yaptığı çalışmalarla Nobel alır ve ben onu uzun uzun büyük bir onurla yazma fırsatı bulurum.
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımın 14 Mayıs Eczacılık Bayramını kutluyor, ben de "İyi ki bu mesleği seçmişim" diyorum.
Saygılarımla
Ecz.Sabahat Karagöz
14 Mayıs 2019