''Doktoor Civanım, doktor doktor civanım.'' diye de ne güzel bir ezgidir. Sadece Tıp Bayramında değil her zamanda söylenir durur... İnsan hayatı ile ilgili olduğu için benim gözümde mübarek meslektir doktorluk, doktorlar saygı duyulması gereken insanlardır her zaman için...
Küçükken hangi çocuğa sorsanız illaki ''Doktor olucam ben'' demiştir büyük çoğunluğu... Ben de demişimdir belki... İyi de olmadıysak da Fahri Doktorluk var canım. Biz de fahri-sini oluruz. Ne olur yani bize de bir üniversiteden Fahri Doktorluk ya da Fahri Profesörlük verseler... Şeyini sallasan memlekete Fahri Profesöre değiyor... Şeyini derken yanlış anlaşılmasın elini demek istemiştim...
- Öhöö öhöööö bendeniz Fahri Tarih Profesörü Şehabettin Geçmiş... Var mı evladım tarih ile ilgili bir sorunuz, probleminiz, burada sorularınıza hemen cevap vereyim.
- Hocaaaaam hocaaaaam zulüm 1453 de mi başladı?
- Evet, evet gemileri karadan yürütürken birazcık karıncalara ve börtü böceği istemeden ezmiş olabilirler...
- Haaa öyle diyorsunuz...
- Öyle tabi ne olacaktı. Fatih Sultan Mehmet Han'a Allah rahmet eylesin Hazreti Peygamberin müjdesine mazhar olmuş bir insan O...
Her tarafta da Fahri Profesör dolu ... Memleketten Fahri Profesör fışkırıyor...
- Sayın Fahri Çevre Profesörü Zihnettin Çevrim. Hocam ne düşünüyorsunuz çevrenin kirlenmesi hakkında düşüncelerinizi öğrensek?
- Çevre tabi ki önemli... Çevreniz olmadı mı şapa oturursunuz. Hiç bir işinizi kimselere yaptırmazsınız. İllaki bir bakan bir müsteşar ya da tanınmış birileri çevrenizde olacak...
- Sayın Çevrim biz doğal çevreden bahsediyorduk...
- Haaaa siz onu dediydiniz...
- Onu demiştik evet...
- Çevreyi pislikle çevirirseniz çevre çevre olmaktan çıkar, çevreden çıkarı olanlardan da hesap sorulmalıdır illaki...
- Vallahi doğru...
Fahri mahri adam profesör ya siz ona bakın...
- Sayın Loto toto ve bilumum şans oyunları Fahri Profesörü Osman Bolşans ne düşünüyorsunuz siz şansa oyunları hakkında...
- Şans oyunları her zaman şans getirmese de bazı zamanlar şans getirebilir...
- Vay be Hocam nasıl bir cümle bu tarihe geçecek neredeyse...
- Geçer değil mi? Beni yazar mı tarih kitapları kırk elli sene sonra?
- Kırk elli seneye kalmaz Hocam. Yarından itibaren meşhurluk gömleğini giyersiniz...
- Deme be!
- Dedim bile...
Edebiyatında var Fahri Profesörü hem de ne kadar çok...
- Sayın Hocam Fahri Profesör Lütfullah Baki Şiirsöyler ile beraberiz. Nedir, evet nedir sizce şiir?
- Vallahi ne diyeyim bilmem ki? Şiir bu elinde kalem kağıt varsa yazarsın, yoksa da benim gibi hafızan kuvvetli değilse aklında tutamıyorsan uçup gider dizeler...
- Söz uçar yazı kalır diyorsunuz yani?
- Yaaaaaani öyle diyelim madem...
- Peki düz yazı için ne diyeceksiniz?
- Çok düz be o da adamım. Fazla düz oldu mu yazı, çok eleştirirler, yerden yere vururlar, sonrada yazı da yazanda hırpalanır...
- Ne yapmalı o zaman?
- Nesir şiir karışık yazacaksın...
- İyi öyle yapalım biz de...
Tıbbın olmaz mı Fahri Doktorları ve Profesörleri...
- Hocam, Fahri Tıp Doktoru hem de Profu imişsiniz sizde?
- Ehhhh var biraz bir şeyler...
- Nasıl bir katkınız oldu tıbba acaba?
- Bir keresinde boğulma tehlikesi geçiren bir hastaya suniteneffüs yaptım. Bir de komşumuzun kızına aspirin vermiştim.
- Böyle doktor olunuyor mu? Adamlar altı sene ve de daha fazlasını da okuyup doktor ancak oluyorlar, siz hemen hooop Fahri Bilmemne ...
- Ne yapayım evladım çağırıyorlar gidiyoruz. Gel sana Fahri mahri bir şeyler vereceğiz diyorlar. Onlar verdi de biz de almamazlık mı edelim?
- Ameliyatlara da giriyorum demişsiniz.?
- Ben demedim haşaaaa sümme haşaaaaa onlar gel Sayın Bakanım ara sıra ameliyatlarda bizi seyret moral motivasyon olur diyorlar...
- Ama bazen de müdahale ediyor muşsunuz operatörlere...
- Benimki ufacık bir şey. Hemşireye terini sil doktorumun diyorum. Ya da operatöre bıçağı sağ elinle tut diyorum filan...
- Ya adam solaksa ne yapsın?
- O da doğru yahu! En iyisi fazla da girmeyeyim ben bu ameliyatlara filan...
- İyi olur girmeyin...