Google’a Reform
yazıp arattığınız zaman karşınıza Viki sayfasından şu tanım
çıkıyor: Reform,16. yüzyılda başlatılarak
tüm Avrupa’yı etkilemiş ve Katolik Kilisesi’ne karşı
yapılmış dinsel bir harekettir. Katolik Kilisesi’nin aşırı
zenginleşmesi ve yozlaşması, siyasetle ve dünyasal
etkinliklerle daha fazla ilgilenmeye başlaması birçok din
adamının tepkisini çekmiş ve reform hareketlerine
yol açmıştır.Reform kelime olarak yenilik veya ıslahat
anlamına gelmektedir.Martin Luther,düşünceleriyle tüm
dünyanın gidişatını değiştirmiştir. 1517 yılında Roma’ya
yaptığı bir yolculu sonucunda Kilise’ye olan inancını
tamamen yitiren Martin Luther, Almanya’ya döndüğünde 95
maddelik bir metin hazırlamış ve kilisenin duvarına
asmıştır. Bu metinde kısaca ifade edilenler şunlardır;
1)-Tanrı
ve kul arasına kimse giremez.
2)-Günahları sadece Tanrı
affedebilir.
3)-Papalığın af yetkisi
bulunmamaktadır.
4)-Endüljans belgesi satan din adamları
sahtekar ve suçludur.
Martin Luther
Kilise’yi sorgulayan fikirleri yüzünden aforoz edilse de
Protestan Mezhebinin kurucusu olarak kabul edilir.....
Reform hareketinin başlama nedenleri nelerdir?
1)- Kilisenin bozulması.
2)-
İncilin birçok dile çevrilmesi.
3)- Kağıt ve
matbaanın gelişimi ile okur yazar sayının artışı.
4)-
Özgür düşüncenin oluşmasıyla, kilisenin sorgulanması.
5)-
Endüljans belgeleri ile para karşılığı günah
affetme.
Bu sebeplerle birlikte, Almanya ve
beraberinde tüm Avrupa özgür düşünce sayesinde gelişmiş ve
daha da ilerlemiştir. Reform hareketiyle Avrupa’da şartlar
değişmiştir. Fakat reform, her ne kadar olumlu bir adım olsa da
mezhep savaşlarını da beraberinde getirmiştir. Mezhep birliği
bozulduktan sonra, Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm mezhepleri
ortaya çıkmıştır. Katolik mezhebini terk eden her ülkede
kilisenin mal varlığı ve topraklarına el konulmuştur. Geride
kalan Katolik kiliseler yenilenmek zorunda bırakılmıştır. Eğitim
laik bir sisteme oturtulmuş ve okullar çağın gereklerine göre
yeniden düzenlenmiştir. Papanın Krallara taç giydirme yetkisi,
kilisenin Kral ve yönetim üzerinde etkisi son bulmuştur.
Mezheplerle mücadele için bazı ülkelerde Engizisyon Mahkemeleri
kurulmuştur. Siyasal alanlarda ayrılıklar başlamıştır. Osmanlı
üzerine Haçlı ordusuyla saldırmayı düşünen Şarlken’in
oyunları bozulmuştur. Bu mezhep savaşları Osmanlı devletinin
yararına olmuştur. Avrupa’da süren 30 Yıl Savaşları (Mezhep
Savaşları) Osmanlının Avrupa’da birçok yeri fethetmesini
kolaylaştırmıştır. Osmanlı’da bulunan Gayri Müslimlere din
ve inanç özgürlüğü sağlandığı için, Osmanlı devleti bu
süreçten etkilenmemiştir. Avrupa da kültürel ve bilimsel alanda
yeniliklere açık hale getirilmiş ve yeni icatlar desteklenmiştir.
Kural ve baskı yerini hoşgörüye bırakmıştır. Din ve devlet
işleri bir birinden ayrılmıştır. Laiklik fikirleri ilk kez bu
dönemde şekillenmeye başlamıştır.
Yazının üst kısmında açıklandığı üzere Reform hareketi 16. yüzyılda Avrupa'da Katolik ve Ortodoks kilisesine karşı başlamış nihayetinde Protestanlık mezhebi doğmuştur.Hıristiyanlık dini Hz.İsa(as)dan sonra zaten ruhbanları eliyle zaten bozulmuştu.Aklına gelenin İncil yazdığı bir din haline dönüştürülmüştü.325 yılındaki İznik konsülünde 400 olan İncil sayısı 4'e düşürülmüş yeni kurallarla Hıristiyanlık pagan inançları katılarak Putperest bir dine dönüştürülmüştü.Kutsal Kitabı,akidesi ve ibadetleri değiştirilmiş Hıristiyanlık dininde reform yapılması kaçınılmazdı.Semavilik vasfını kaybetmiş bir din durumunda olan Hıristiyanlığın insanlara hitap etmesi için reform kaçınılmazdı.
Avrupa'da ki reform hareketinden İslam dünyası etkilenmedi.İlerleyen zamanda Osmanlı devletinin zayıflamasıyla bazı aklı evveller İslam toplumunun gerilemesine sebep olarak İslam dinini görmeye ve bunu dillendirmeye başladılar.Gerileme ve çöküş döneminde her alanda başlayan Batı hayranlığı en sonunda-beli de en başında-inananları vurdu.İyi bir araştırmayla görülecektir ki İslam toplumunun geri kalması İslamiyeti gereği gibi yaşamadıkları içindir.
Batı hayranlığını Avrupa'dan damızlık erkek getirtmeyi teklif etmeye kadar götüren Abdullah Cevdet’e göre gelinen aşamada insanlığın Kant, Comte ya da Bergson’un yaklaşımlarına ihtiyacı yoktu. Toplum için vecibesiz, müeyyidesiz, bireyleri felsefî anlamda “dindar” yapacak bir din fikrine dayanan Guyau’nun tezleri yeterliydi.Abdullah Cevdet mahviyetten uzak bir yaklaşımla kendisini bu yeni dinin peygamberi olarak görüyordu.Derin Tarih Dergisi Şubat 2016
İslam dininde reform ve ya güncelleme yapılmasını hararetle savunanlara bakarsanız hepsinin inanç zaafiyeti içinde olduğunu göreceksiniz.İmanından şüphesi olan kişi elbetteki suçu dine atacaktır.Mucizelere reddedecek,Kuranı Kerim'den bazı ayetlerin çıkartılmasını teklif edebilecek,tavan yapmış egosuyla Kibre kapılacaktır.Bunların doğal sonucu ise Vahyi inkardır.Kuran'ın mana olarak Kuran olduğu Peygamber Efendimiz(asv)ini sözleri olduğunu söylemektir.En nihai nokta ise Peygambersiz,Hadissiz,mezhepsiz ve belki de ibadetsiz bir din teklifi gelecektir....
Hayatta en kıl olduğum insanlar din reformcuları.Kişi ya Müslümandır,yada değildir. Müslümansan İslam dininin emirlerine itaat edersin.İslam teslim olmak,kabul etmek demektir.Müslüman olmayana söyleyecek bir sözümüz yok elbette ki.
İslam dininde reform yapmak isteyenlere niye kıl oluyorum?
Kardeşim insanın yaptığı,uyguladığı şeylerde yenileme,reform,güncelleme yapabilirsin.Bu hayatın bir gerçeğidir.Kanunlar eskir,teknoloji eskir,devlet yönetiminin felsefesi eskir, yenilenir, güncellenir ve ya değiştirilir.Anayasa kaç kere değiştirildi saysını hatırlayanınız var mı?İslam dininde reform heveslilerinin sanıyorum kafalarında Hıristiyan dünyasında ki reform hareketleri var.
Hıristiyanlıkta reform yapabilirsiniz,nitekim yapılmıştır da.Halen yapılıyor olabilir.Çünkü Hıristiyanlık artık semavi bir din değildir.Hz.İsa'dan sonra Hristiyanlık ,semavi olma özelliğini kaybetti.325 yılında yapılan ve Hristiyanlığı putperest bir dine dönüştüren Konsil'de 400 İncil'in sayısı 4'e indirildi mi?İndirildi.Semavi kitabı değiştirilen bugün kü Hıristiyanlık insanların uydurdukları bir din olduğu için,insani olan diğer her şey gibi güncelleyebilirsiniz.
İslam dini için böyle bir şey düşünemezsiniz,yapamazsınız,çünkü bizler son dine mensup Müslümanlarız. Kitabımız son Kitap olduğu gibi,Peygamberimiz(asv) de son peygamberdir. Allah-ü Teala dinin temeli olan Kitabını koruyacağını beyan etmiştir.Allah-ü Teala bizim için İslam'ı din olarak seçmiş ve dinini kemale erdirmiştir.Neyin reformunu yapacaksınız be gafiller?
Kimse kusura bakmasın İslam'da reform fikri Müslüman'ın Mümin'in fikri olamaz.Olsa olsa Hıristiyan zihniyetlilerin veya kafirlerin fikri olabilir ancak.İslam dinini İlahi değil insani bir din gibi gören bir balık beyinli ancak dini sorgulamaya kalkar.Günümüzde ünvan manyağı olmuş bazı prof.lar-üstelik İlahiyat'ta çalışan bazıları-nın sanıyorum beyinlerinde ki küçülmeye bağlı olarak Peygamberimiz(asv)i,Kitabımızı sorgulamaya kalkmalarını başka türlü açıklayamıyorum şahsen.
Kur'anı Kerim'de Hz.İsa(as) nın doğduğunda konuştuğu belirtilmişken(Malumunuz Mucize Peygamberlere mahsus bir özelliktir.Mantık olarak ta olmaması gereken bir şeyin olmasıdır) bir ilahiyat profesörünün bunu kabul etmemesinin,beyninin küçüklüğünden başka ne gibi bir açıklaması olabilir ki?
Biz niyetinizi,misyonunuzu anlıyoruz.Erkek gibi çıkın açıklayın.Deyin ki:Biz zannettiğiniz gibi Müslüman falan değiliz,İslam dinine zara vermek için yapılan bir projenin iş ortağıyız. Hz.İsa'ya önce düşmanlık eden ardından sahte incil yazanlardan farkımız yok.
Ne yaparsanız yapın ALLAH-Ü TEALA'NIN KORUMASI ALTINDAKİ İslam'a ve Müslümanlara zarar veremezsiniz.Zara verebileceğiniz tek gurup pamuk ipliği Müslümanlarıdır.ÇÜRÜK ELMALAR AYIKLANIR.Yani sizler istemeseniz de Allah'ın dinine hizmet etmiş olursunuz.Allah(cc)ın her şeye gücü yeter.18/01/2019
REFORMCULARI SEVMİYORUM!
Yazdıklarımı okuyan az sayıda arkadaşın gayet iyi bildiği gibi Din Reformcularını sevmiyorum.Sevmekte istemiyorum.İslam dinini Batı’nın kendi bozulmuş din(Hıristiyanlık) lerine göre oluşturdukları kavramlar üzerinden eleştiriye tabi tutmaları,bunu da Müslüman sıfatıyla-Yıkıcı Eleştirmenlerin Müslüman olduğunu düşünüyoruz-yapmaları canımı gereğinden çok sıkıyor.İslam karşıtlarının eleştirilerine bakışım;adamlar zaten inanmıyorlar,dolayısıyla İslam dinine zarar vermeyi görev olarak algılıyorlar,iken ismi Müslüman ismi,görevleri İlahiyatçı-bazıları değil- kişilerin iyi niyetli diyemeyeceğim yıkıcı ifadelerini anlamakta zorlanıyorum.Bu konuda mantığım basittir;inanıyorsan ifadelerin niçin yıkıcı,yok inanmıyorsan açıkça söyle ki biz de seni müsteşrik,oryantalist veya her ne diyeceksek ona göre dinleyelim. İnanmayıp İslam dinine zarar vermeye çalışanların yaptıkları münafıklıktır ki kafirlikten daha kötüdür. 24/01/2019
Zira herhangi bir fikir, inanç ve ahlak sistemini reforme etmek demek, o sistemi bütün muhteva ve Entelektüel unsurlarıyla masaya yatırarak ona yeni bir elbise giydirmek ve onu ihya etmek demektir. Reform, özü bozulmuş deforme olmuş bir şeyi aslına döndürmek, düzeltmek ve ıslah etmek demektir. Halbuki Kur‟an aslı bozulmadan bize kadar ulaşmıştır. Dolayısıyla bu teşebbüs bir reform değil, Kur‟an‟ın aslını deforme etmeye yönelik bir teşebbüstür. Yani reform meselesi öyle basit bir olgu değildir. İddia sahipleri ya reform kavramının mana ve muhtevasını bilmiyor veya buna kafaları ve Entelektüel birikimleri yetmiyor! Öyleyse buna “reform” diyemeyeceğimize göre ne diyeceğiz?Alaturka laiklik,M.Bahadır.Derin Düşünce Org.)