DOĞUM AĞRISI VE HİPNOTERAPİ
Eski
Yunancada uyumak anlamına gelen hipnoz 19. yüzyılın başlarından beri doğum
ağrısını azaltmakta kullanılır. Bu teknik önemli yetenekleri askıya alan ve
bilinçaltına ulaşabilen derin fiziksel relaksasyon durumudur. Hipnoz yoğun bir
konsantrasyon, derin bir gevşeme durumudur. Aslında rüya görme, hayal kurma,
filmi izleme, kitap okuma ya da meditasyon yapmaya benzemektedir. Hipnozu
bunlardan ayıran temel fark, dışarıdan
ya da bireyin kendi kendine verdiği telkinlerin olmasıdır (Simkin&
Boldig:2004).
“Mary
Mongan Yöntemi” olarak da bilinen hipnozla do¤um, 1989 y›l›nda Mary Mongan
taraf›ndan dünyaya tanıtılmıştır Hipnozla doğum,
kadının fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak hazır hissetmesine yardımcı olmak
ve doğum sırasındaki korku, endişe ve acı konusundaki farkındalığını azaltmak
için kendi kendine hipnoz ve rahatlama tekniklerini kullanarak bir doğum yöntemidir.
Hipnoz
esnasındaki telkin; algı, ruh hali veya davranışta belirgin spontan
değişiklikler ile sonuçlanan sözlü ya da sözsüz iletişim öğeleridir. Bu tedavi
edici iletişim kişinin bilinçaltına yönlendirilir ve yanıtları herhangi bir
bilinçli çaba veya akıl yürütmeden bağımsızdır. Kadınlar doğum sancısında ki
kasılmalara bağlı ağrıları azaltmak için kendi kendine hipnozu öğrenebilir.
Nörolojik görüntülemedeki son gelişmeler; hipnoz kaynaklı analjezi sırasında
meydana gelen nörofizyolojik değişikliklerin daha iyi anlaşılmasına yol
açmıştır (Maquet& Degueldre& Delfiore &Franck& Luxen& Lamy;1999)
Hipnozla doğum sadece
doğum sırasında hipnoterapi yapmak değildir. Hipnoz senaslarına gebeliğin 6.
ayından itibaren başlayıp hastaya göre değişmekle beraber 5-7 seans hipnoterapi uygulamak gereklidir. Bu
uygulamalar ile hastaya kendi kendini rahatlatma teknikleri (otohipnoz)
öğretilmekte ve doğum sırasında hasta kendini bu telkinlerle rahatlatmaktadır.
Uygun olan hastalarda hipnoterapi, uzmanı doğuma da eşlik
edebilmektedir
Bireyin
pozisyonu önemlidir. Gebe için tercih edilen pozisyon yan oturur ya da sol yan
pozisyondur Bireyin kolları bacakları, beli, karnı, boynu ve başı yastıkla
desteklenebilir. Birey derin gevşeme durumuna uyum sağladıktan sonra farklı
pozisyonlarda hipnoza geçme durumu denenmelidir. İlk uygulamalarda hipnoza
girmeyi kolaylaştırmak amacıyla nefes egzersizleri, hayal kurma veya müzik gibi
diğer yöntemler de hipnoz ile birlikte kullanılabilir ( Mongan, 2009)
Hipnoz
ile doğum yapmaya karar veren kadın, tüm bedenini özellikle perine ve uterus
kas gruplarını gevşetmeyi ve kontrol altına almayı öğrenir. Ağrının negatif duygularından arınmak için telkinler
kullanır. Kadınların hipnozu otomatik olarak uygulayabilmeleri için tekrarlı
uygulamalar oldukça önemlidir. Kadınlara hipnotik sürece hızlıca geçmek için
kendilerini rahat hissedebilecekleri bir “zihin
alanı” belirlemeleri önerilmektedir. Zihin alanı kişinin hayalinde kendisini en rahat ve huzurlu
hissettiği yerdir.
Kadın
kontraksiyonları bir enerji dalgası ya da
denizden kıyıya ağır ağır ilerleyen bir
dalga olarak düşülünebilir. Dalgaların bebeğini ona getirdiğini hayal edebilir.
Böylece kontraksiyonları farklı ve mutluluk verici olarak algılayabilir. Her
kontraksiyonun bebeğini biraz daha kendisine yaklaştırdığını düşünebilir. Doktor,
ebe veya hemşire kontraksiyonlar
arasında gevşemenin doğum ve bebek üzerindeki olumlu etkilerini ve
anlaşılır cümlelerle açıklayarak
gevşemesine destek olacağını belirterek
kadının güven ihtiyacını karşılamalıdır.
(Mongan,2005)
Doğum
öncesi gevşeme sağlamak için kendi kendine hipnoz yöntemi ile ilgili eğitilen
kadınlarda eğitilmeyenlere göre daha az (sırasıyla %36, %53) epidural analjezi
ihtiyacı hissedilmiştir Cyna &Andrew& McAuliffe;2006).
Gebeliğin
korkulan komplikasyonlarından olan ve perinatal mortalite ve morbiditeyi
arttıran preterm eylemlere neden olabilen intrautein büyüme geriliği ve
oligohidroamniozu olan gebelerde konvansiyonel tedaviye ek olarak klinik
hipnozun uygulandığı bir çalışmada; hipnoz grubunda daha az preterm eylem
gözlendiği, düşük doğum ağırlığı insidansının daha az olduğu, sezeryan benzeri
cerrahi süreçlerin daha az sıklıkta olduğu gösterilmiştir. Shah &Thakkar
&Vyas,2011)
Hipnotik metinler aracılığı ile anne adayının
gevşemesini sağlamak ve bu sırada olumlamalarla anne adayına bir anlamda
pozitif yükleme yapmakta ve tarz eğitim alan bir anne adayı kendi de doğuma
kadar tekrarlar yaparsa, doğumda bu gevşemiş, huzurlu duruma kolayca
ulaşabilmektedir.
Belirli programlar farklılık gösterse de, hipnoz
doğum sınıfları genel olarak katılımcılara müzik, görselleştirme, pozitif
düşünce ve kelimeleri rahatlatmayı ve iş sırasındaki hisleri kontrol etmeyi
öğreten müzik, görselleştirme, pozitif düşünce ve kelimelerin bir
kombinasyonunu uygulama ve kullanmayı öğretir. Hipnoz doğumun diğer birçok
doğum tekniğiyle birlikte kullanılabileceğini unutmayalım.
Doğum hazırlığında hipnoterapinin eğitiminin amacı anne adayı ve çiftlerin
hamilelik, doğum ve doğum sonrasında dogru
kararlar almasına yardımcı olarak bu süreci en keyifli şekilde
geçirmelerine destek vermektir( Hummenick, 2004)
Güncel literatür çalışmaları hipnoterapi ile
dogumun korku ve ağrı alğısını azaltarak
analjezik kullanımını azaltıp oksitosin salınımının vajinal doğum oranını arttırdığını
ve gebelik dönemi memnuniyetine
katkısını kanıtlamıştır .Ayrıca doğum sonrası postpartum depresyonu azalttığını göstermiştir . (İşbir
&Okumuş ,2011)
Sezaryen gibi doğumda tıbbi müdahaleler ve bugün devam eden epidural
analjezi kadın ve bebek üzerinde önemli olumsuz etkiler yaratır. Neredeyse
dünyadaki üreme çağındaki kadınların yarısı, CAM (tamamlayıcı ve alternatif tıp)
kullanıyor (Sullivan & McGuiness, 2015).
Amerika Birleşik Devletleri'nde hamile
kadınların% 37'si ve doğum sonrası kadınların% 28'i 12 ay içinde CAM kullanıyor
(Birdee, Kemper, Rothman ve Gardiner, 2014) Kadınların gebelik ve doğum için seçtiği CAM tedavileri literatürde
hipnoterapi adı ile anılmakta ve ağrı için kullanılanbir methoddur . (Sullivan
& McGuiness, 2015:10)
Doğuma dair
korkular genellikle ağrı,
sezaryen ile zorunlu doğum, ölüm, epizyotomi doğumda çaresiz hissetmek, malformasyon, doğum sırasında paniğe
kapılmak, istemsiz çığlık bebeği dışarı itme aşamasında hasar verme korkusudur
. (Serçekuş &Okumuş 2009)
Doğum ve doğum için hipnoterapi bir kadının doğum süreci korkusu ve stresinden
kaynaklanan kas gerginliğine yol açarak
artan korku ve stresi kışkırtan acı döngüsünü azaltma hedefler.
(Phillips-Moore, 2012). Hipnoterapi doğum öncesi dönemde gebeye öğretilerek ve
kadın doğum uzmanının ve ebenin
destekleyici yardımı ile uygulanırken doğuma hazırlık derinleşme ve
doğum sürecinde hipnozun devamı sağlanır ( Beebe, 2014: 52).
Doğum ağrısında oluşan iki paradigma vardır.
Birincisi ağrı kesici paradigması diğeri ise doğum sancılarını aşırı
gösteren acı paradiğmasıdır. Doğum ağrısı normal bir bireyin başa
çıkabileceği bir ağrıdır ve bu ağrı ile
başa çıkmak bütünsel bir yaklaşımdır. (Leap &Anderson, 2008: 4).
Hipnoterapi kadınların doğum acısıyla baş etmelerine
yardımcı olmayı amaçlayan farmakolojik müdahalelere karşı doğumun acısını
hafifletmek ve gidermeyi hedefler. (Jones, 2012).
Dünyada, üzerinde önemle durulan konulardan birisi
de normal doğumlardan kadınların güçlenerek çıkmaları için hastanelerdeki doğum
ortamlarının ev benzeri düzenlenmesidir. Doğum odalarının, annenin kendisini
evinde hissedeceği, güven ve mahremiyet ihtiyacını karşılayacak şekilde
düzenlemesinin ve annelerin doğumda birebir kesintisiz ebe desteği almasının
normal ve kolay doğum oranlarını artırdığı saptanmıştır.(Dick ,2013).
Her ne kadar
kadınlar doğum sancılarını subjektif
olarak farklı şiddet ve yerde rapor etseler de kasılmalar ve uterin doğumun erken aşamasında servikal dokuların
kasılması ortaktır (Rich, 2016). Bu
ağrılar omurilik sinirleri boyunca T10-L1 e iletilir ve karın, kalça, uyluk ve lumbosakral
bölgelerdedir
Doğumun
ikinci aşamasında ise buna servikal gerilerek eklenir ve vajinal ve perineal distansiyon ağrılarını
omuriliğe giren S2-S4 pudendal sinirleri kullanır (Jones, 2012). Pozitron
emisyon tomografi (PET) bir nöro görüntüleme teknolojisidir. hipnoterapi
kullandığında kadının beynindeki değişiklikler fizyolojik haritalandırmak için
daha yakın zamanda kullanılmıştır.
Aslında yaşanan acı doğum ile ilgili bilgi
eksikliği ve bunla ilşkilendirilen korku
veya daha önce yaşanan acılar ve vücudun doğal sempatik sinir sistemi ve stres
hormonlarının doğru salgılanamamasına bağlıdır
. Sonuçta; endişe ve korku gebelik ve doğum esnasında kullanılacak
kaslara direnç ve gerginlik vererek doğumda rahatlamayı engelleyerek kan rahim
vagina ve perineye gitmesi gereken kanı engelleyerek olumlu geribildirim
almamıza engel olur .
Fetusun da düzgün yönlendirilemeyen kan akışıyla
gelen besinlerden faydalanamaz ve aynı
zamanda gebedeki kortizol horomonunu korku emerek normal büyüme ve gelişmeyi
engeller (Phillips-Moore,2012).
Hipnoz ile zihin ve beden arasındaki bağlantı
kurmayı hedefleyerek bilinçaltına girerek fizyolojik tepkilerde rahatlama sağlamayı
hedefler ( Phillips-Moore, 2012). Asıl
amaç ise ikir kadının kendi doğum
sürecini tam olarak kontrol etmesinin vereceği rahatlıktır . Daha önce
öğretilen ritmik solunum teknikleri oksitosin gibi doğal opiatlar salgıladığını
gösterilmiştir. Kontrollü nefes ritmi kadının kedisini kontrol etmesine izin
vererek gevşemesine yardım eder . (Steel, Frawley, Sibbritt, Broom, & Adams, 2016).
1213 kadını rastgele seçerek yapılan yedi çalışma sonucu
doğum yapan kadınların memnuniyeti açısından hipnoterapi yönetimi ile doğum
yapan gruplar ile ek ilaç olarak
alarjezi ve ağrı kesici alanlar arasında
dogum sancısı açısından fark olmamıştır
(Madden et al., 2016).
Doğumda
hipnoz kullanımı normal do¤um olasılığı ve kadının doğumdan memnuniyetini arttıran
yöntemlerden birisidir. Bu nedenle bu yöntemi bilen ekibin arttırılmasına gereksinim duyulmaktadır.
KAYNAKÇA
Mongan M. (2009) HypnoBirthing
practitioner syllabus, Hpnobirthing Institute, Usa .
Mongan M. Hypnobirthing the
Mongan method. 3rd ed. USA: Health Communication Inc; 2005. p. 57-81
Beebe, K. R. (2014).
Hypnotherapy for labor and birth. Nursing for Women’s Health,18(1), 48-59.
Sullivan, D. H.,
& McGuiness, C. (2015). Natural Labor Pain Management. International
Journal of Childbirth Education,30 (2).
Cyna, AM, Andrew ,MI, McAuliffe
GL. (2006) Antenatal self-hypnosis for
labour and childbirth: a pilot study. Anaesth Intensive Care, 34(4):464-9.
Maquet P, Faymonville ME,
Degueldre C, Delfiore G, Franck G, Luxen A, Lamy M. (1999) Functional neuroanatomy of
hypnotic state. Biol Psychiatry ,45(3):327-33.
Dick-Read, G. (2013).
Childbirth Without Fear. 4th edition. TJ International Ltd, London.
Hummenick SS. (2004) Maternity
and Women’s Health Care. In: Lowdermilk DL, Perry SE, eds, Childbirth and
Perinatal Education. 8th ed. Mosby: St Louis;:448-67
İşbir GG, Okumuş H. A. (2011) Safe approach to
pain at childbirth: Hypnobirthing. HEAD;8: 7-10
Phillips-Moore, J.
(2012). Birthing outcomes from an Australian HypnoBirthing programme. British
Journal of Midwifery, 20(8).
Serçekuş P, Okumuş
H.( 2009) Fears associated with childbirth among nulliparous women in Turkey.
Midwifery, 25: 155-62
Shah MC, Thakkar SH, Vyas RB.
(2011).Hypnosis in pregnancy with intrauterine growth restriction and
oligohydramnios: an innovative approach. Am J Clin Hypn , 54(2):116-23.
Simkin, P., Boldig, A., J. (2004) Midwifery Womens Health,
49: 489-504.
Jones, L. (2012).
Pain management for women in labour: an overview of systematic reviews. Journal
of Evidence-Based Medicine, 5(2), 101-102.
Madden, K.,
Middleton, P., Cyna, A. M., Matthewson, M., & Jones, L. (2016). Hypnosis
for pain management during labour and childbirth. The Cochrane Library.
Rich, M. (2016). The
Curse of Civilised Woman: Race, Gender and the Pain of Childbirth in
Nineteenth-Century American Medicine. Gender & History, 28(1), 57-76.
Leap, N., &
Anderson, T. (2008). The role of pain in normal birth and the empowerment.
Normal childbirth: Evidence and debate, 29.
Steel, A., Frawley,
J., Sibbritt, D., Broom, A., & Adams, J. (2016). The characteristics of
women who use hypnotherapy for intrapartum pain management: preliminary
insights from a nationally-representative sample of Australian women. Complementary
Therapies in Medicine.
.
.