Padişah bir gün yine (henüz vakit çok erken)
Veziriyle birlikte sahilde gezinirken
Ağlarını toplayan bir balıkçıyı görür
Yaklaşır balıkçıya, şöyle bir selam verir:
Padişah der ki ona: - “Ettin mi biri iki”
- “Ettim ama hünkarım, dolmadı otuz iki.”
- “Akıl mı vereyim sana, bari kalksaydın erken.”
- “Kalktım ama bıraktı beni, yetişsin derken”
- “Sana bir kaz göndersem iyice yolar mısın?”
- “Sen gönder hükümdarım, hiç demem bana mısın.”
Veda eder ayrılır padişah balıkçıdan
Hiçbir şey çıkaramaz vezir bu konuşmadan
Yürürken sorar vezir, - “Hünkârım, nedir konu?”
- “Çok merak ediyorsan düşün, taşın, çöz bunu.
Bu üç günde çözersen, vezirlik sende kalır
Eğer ki çözemezsen, kellene yazık olur.”
Telaşa düşer vezir, beti benzi sararır
Bir merakı yüzünden tüm hayatı kararır.
Herkese tek tek sorar, hiçbir cevap bulamaz
Basit bir soru için kellesinden olamaz
Çağırtır balıkçıyı: - “Söyle, ne konuştunuz?
Saçma bir konuşmadan başıma iş açtınız.”
- “Bana ne?” der balıkçı, “şayet etmiyorsam kar
Ne kendimi yorayım, her şeyin fiyatı var.”
- “Merak etme” der vezir, “bir kese altın sana
Sahildeki mevzuyu, detaylı anlatsana.”
- “Hünkar bana dedi ki: biri iki ettin mi?
Yani bir gün çalışıp ikinci gün yattın mı?
Ben de ona dedim ki: Evet hünkarım ettim,
Yani bir gün çalıştım, ikinci günü yattım.
Ancak sen kim olursun, yan gelip de yatmak kim.
Lakin doymadı karnım, dolmadı otuz ikim.”
- “Bu mu yani?” der vezir, “Lafın sonrası da var.”
Balıkçı gayet sakin: - “Bir keseye bu kadar.
Aç kesenin ağzını bilmek istersen eğer
En iyisi sen bana iki kese daha ver.”
Kızar köpürür vezir, lakin faydası olmaz
Ne söylese kar etmez, balıkçı umursamaz
Çaresiz verir vezir iki altın keseyi
- “Anlat haydi başımın belası meseleyi.”
- “Hünkar bana dedi ki: Bari erken kalksaydın
Yani yardım edecek bir çocuk kazansaydın
Bugün yarın büyüyüp ellerinden tutardı
Sen balık avındayken, o pazarda satardı
Ben de ona dedim ki: Bir gün erken kalkmıştım
Yardımı olur diye bir çocuk kazanmıştım
Lakin o da kız oldu, hak öyle takdir etmiş
Bir sabah ezan vakti baktım beni terketmiş”
- “Bu kadar mı?” der vezir, “Sanki bir bölüm kaldı
Onu da anlat bitsin, zira vaktim azaldı.”
- “Beş kese daha ver ki söyleyeyim kalanı
Bu kadar dedik madem, kalmasın eksik yanı”
Kızar ama çaresiz beş kese daha verir
Ah! Şu işin içinde kelle olmasaydı bir…
- “Padişah kaz gönderdi yolayım diye bana
Bir güzel yoluyorum vezirim anlasana…”

( İhtiyar Balıkçı başlıklı yazı Mehmet DEMİR tarafından 25.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu