Bu Acının Tarifi Yok
Acının tarifi yok
hangi dilde hangi şekilde hangi sözcüklerle anlatılırsa anlatılsın düştüğü yeri
yaktığı gibi tarif edilmesi mümkün değil. Sen üzülmüşsün , ben üzülmüşüm sadece üzülmüşüz…. Acı gerçek acı onu yaşayanın yüreğinde onu
yaşayanın koynun da , onu yaşayanın
sokağında, onu yaşayanın ocağında… anlatılması tarifi mümkün olmayan bir
acı bu….
Bizimkisi kocaman bir korku ..bizimkisi ürperti..onların ki acı, iyi bilirim gördüm .iyi bilirim yaşadım. iyi bilirim, ama
tarif edemem…
İnsan doğar yaşar
veya belkide hiç yaşayamadan ölür .. yani hepimiz öleceğimizi bile bile yaşarız.. ve
hepimizin sonu aynı noktada buluşur ölüm
denen o nokta … o noktayı her zaman bizi korkutur en geç olan ölüm bile…
hele ki yaşarken hele ki hayatımızın
içinde sevdiklerimiz le yapmak istediğimiz daha çok şey varken… ölüm
korkutur … en korkutan ölümse kendi ölümümüzden çok sevdiğimiz
bizim parçamız olan insanların
aniden ölüp gitmesidir. Acı işte
o zaman daha derin daha güçlüdür.
İşte bir yerlerde
Van da, Elazığ da,Gölcükte, Ankara da, Manisa da, İstanbul da şehrin bir önemi yok ölüm denen o nokta tam hayatın
ortasında en sevdikleri yerde yuvalarında dam dediğimiz bizi ısıtan koruyan yerde başlarına geldi ve insanlar en sevdikleriyle
birlikteyken o korunaklarının mezarları
haline dönüşmesiyle acıya karıldı… biz
üzüldük , biz ağladık , biz korktuk ama onlar o acıyla tarifsiz o acıyla
tanıştılar… ve uzun süre o acıyı damarlarında yaşayacaklar… olanlar için
ölenler için yapılacak bir şey yok
duadan başka ama yaşayanların yapacak
yapmaları gereken çok şey var. Depremden çok ihmal ve gerekli tedbirlerin
zamanında alınmaması o noktaya ölüm denen
toplu ölümlerin yaşandığı o noktaya getirmeden hiç değilse tedbirlerimizi alarak bu ölümleri aza
indirebilir bu acıları biraz olsun
azaltabiliriz…
ALLAH HEPİMİZİN YAR
VE YARDIMCISI OLSUN… HEPİMİZİ KORUSUN..
ALLAH BU ACIYI YAŞAYANLARA SABIRLAR VERSİN … ÖLENLERİN
MEKANLARI CENNET OLSUN..
BİR DAHA BÖYLE ACILAR
YAŞAMAMAK DİLEĞİMLE
BAŞIMIZ SAĞOLSUN…
SİLGİSİZCE
(
Bu Acının Tarifi Yok başlıklı yazı
SİLGİSİZce tarafından
26.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.