Recep,Şaban,Ramazan. Öncelikle bu üç arkadaşlarla başlayalım.
Bunlar, her sene bizi ziyarete gelirler. Ahde vefalı çocuklar. Onlar aynı zamanda bizim başımızın tacıdırlar. Bunlara biz "üç aylar" diyoruz;  ve bu gece itibari ile tekrar başladı.Memleketimize ve tüm İslam alemine hayırlı uğurlu olsun inşallah.
Rabbim, Ramazan"a kavuşmayı nasip etsin.

Gelelim asıl hikayemizin üç  kahramanına. 
Onlar ise Ferşat (Afgan), Kubeys (Suriyeli), Furkan ise Türk. Üç samimi arkadaş.

Bu üç güzel çocuk, aynı okul ve aynı sınıftalar.Üçü de çok zeki,akıllı ve çalışkanlar.Bir o kadar da ahlaklı ve imanlılar.Onları ,okullarının karşısındaki mescitte tanıdım.Yaklaşık on gündür, öğlen  namaz kılarken görüyorum.
Tanışma hikayemiz de şöyle oldu.

Mescidin en ön safında üç küçük delikanlı ile öğlen namazının sünnetini kılmıştık. Farz için müezzin kamet getirirken, cemaat yavaş yavaş ayağa kalktı.T am o sırada arkamızdan yaşlı bir adam çocuklara sert bir ifadeyle;

"Hey siz çocuklar,geçin bakayım arkaya "Diye bağırdı.

Cemaat bir anda şaşırdı.Çocuklar ise korku ve panik içinde arkaya gitmek için hareketlendiler.Yanımdan geçerken onları durdurup,o sözün muhatabı yaşlı adama dönerek;

"Siz buranın sahibi misiniz?"Dedim.

Bu soru karşısında neye uğradığını şaşıran yaşlı adam;

" Ne münasebet canım,herkes kendi yerini bilsin.Şimdi onlar, kikirdeyip gülerler, namazımızı sakata getirirler." Deyince,

"Bey amca dinimizce namaza başlama yaşı erkek çocuklarda dokuzdur. Onlar da senin benim kadar Caminin cemaatidir.
Ayrıca hem ağaç yaşken eğilir.Sevgili peygamberimiz torunları Hasan ve Hüseyin, namazda o mübareğin boynuna binerlerdi.O güzeller güzeli ise inene kadar  onları bekler, öyle namazını kılardı.
Şimdi senin yaptığına bir bak.Şefaat beklediğin Peygamberine bak!

Yaşlı adamın yüzü kıpkırmızı olmuştu.Namaz sonrası,çocuklarla biraz sohbet ettim.O yaşlı amcanın amacının onları korkutmak olmadığını,bir anlık gaflet ve cahillik olduğunu söylemek zorunda kaldım.Onlara eğer gelirlerse yarın kitap getireceğimi söyledim.Çok sevindiler,gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi.

Öğlen tatili bitip ders başlayana kadar yaptığımız konuşma çok keyifliydi.Hatta bu zamana kadar yaptığım  en güzel sohbetti diyebilirim. Ferşat ve ailesi beş yıl önce Afganistan'ı alt üst eden Rusya ve Abd zulmünden ailece kaçıp Türkiye'ye gelmişler.Kubeys ve ailesi Suriye'den geleli üç yıl olmuş.Onlara Furkan ve ailesi yardımcı olmuşlar.Ev ve iş bulana kadar evlerinde belli bir süre misafir etmişler.
Kubeysi de,Furkanla aynı okula yazdırmışlar.O günden sonra üç arkadaş çok iyi anlaşıyorlarmış.

 Ertesi gün onlara kitaplarını getirmiş namaz sonrası teslim etmiştim.
Ögretmenleri ile tanıştım,sıra ailelerinde...

Dünyanın en masum varlıkları çocuklar ve hayvanlardır.O çocuklar ki her milletin ve insanlığın geleceğidir.Son on yılda milyonlarca çocuğu katletti sözde medeniyet getiricileri.Onlar,her dem kendi çıkarları uğruna her yolu deneyen zalimlerdir.

Onları Rabbim kahreylesin.Elimizden bir şey gelmiyor bari buğz edip dilimiz döndüğünce onların zulümlerini anlatmalıyız.Ferşat'ın akrabalarından yedi kişi bir olayda ölmüş o daha çok küçük olduğundan hatırlamıyormuş.Kubeys ise daha dün gibi hatırlıyor ölüm kusan bombaları.Oturdukları evin enkazından çıkarmışlar onu.Annesi ve babası oracıkta ölmüş.Amcası kendi çocukları ile beraber getirmiş Kubeys'i.

Şimdi vicdan sahiplerine soralım bu çocukların suçu ne? Onların yerinde kendi çocukları olsa ne yaparlardı?

Evet, biz Türk milleti olarak terki vatan eylemeyiz.Bu bizim kanımızda ve genimizde var.Lakin bizim bir de düşküne,kadına,çocuğa ve komşuya yardım etme gibi hasletimiz de var. Siyasilerin yaptıkları hesabı bilemem.
Onlar, kendi yaptıklarından sorumlu.Hesap günü hesaplarını vereceklerdir.

 Rabbimden niyazım, şu mübarek üç ayların yüzü suyu hürmetine  zulümler bitsin.Şu masum çocuklar ve aileleri bir an önce  sulh içinde vatanlarına dönsünler.





 







 


( Üç Arkadaş başlıklı yazı AZİZ REMZİ tarafından 25.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu