TUTSAKLIK GÜNCESİ
Ortalıkta kanımızı donduran,buz gibi bir hava esiyor
kalmadı artık hiç ne tadımız,ne de tuzumuz
ürkek bir serçe gibi,her an tedirgin huzurumuz
sürü psikolojisi içinde sürüklense de ruhumuz
yeter ki hiç tükenmesin,sevgimiz umudumuz
yaşantımızı kaosa sürükleyen bir corona belası
dünya üzerine karabasan gibi çöküyor
herkes acımasız bu kabusla boğuşuyor
ölüm korkusuyla yüreklerimizin nutku tutuluyor
endişemiz kaygının zirvesine tırmanıyor
çelişkili,karmaşık duygular içindeyim
yüzümde zoraki sahte bir gülümseme
içimden geçenleri maskeliyor
herkesi etkisi altına almaya hazır
eşkıya gibi bir virüs de pusuda bekliyor
ülkemin tenhalaşmış sokaklarında
garip bir hüzün dolaşıyor başına buyruk
herkes sus pus olmuşken,korku dolu bakışlarda
sıtma tutmuş yüreğim,sarsılıyor can telaşıyla
silkeleniyor,kendine geliyor yalnızlığında
içinde,hep bir umut ışığı yanan gözlerim
yalnızlığın penceresinden puslu gökyüzüne dalıyor
bir su gibi akıp giden ömre manasızca bakıyor
Sevgili Eşim diğer odadan bana yüksek sesle sesleniyor
irkiliyor,koşup gidiyorum,can kulağıyla dinliyorum
"hadi yap bir orta şekerli Türk kahvesi de içelim" diyor
hatırı sayılır bir kahve yapıyorum,otuz altı yılın aşkına
gözlerinin kahvesi tadında
kendime de bir fincan dibek kahvesi ısmarlıyorum
yudumluyoruz hayatı süt liman yaşarcasına
buz tutmuş yüreğimde
suya düşmüş hayallerimi bir hevesle
gömlek niyetine giyiyorum üzerime
boyalı saçlarım gibi,eğreti duruyor düşlerimde
kayboluyorum beni saran bir boşluğun içinde
tutsaklığın atmosferinde savaşırken
hepimiz de can sıkıcı aynı havayı soluyoruz
bir an evvel derin bir nefes alıp yaşamayı
nasılda bekliyoruz dört gözle
sağlıkla,huzurla,barışla,sevgiyle...
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 26.03.2020