Bir mektuba nasıl başlanır bilmiyorum.Ne yazmam gerek onu da
bilmiyorum.Sadece seninle konuşmak istiyorum ve şu an için yapabileceğim tek
şey bu.Yazdıklarımı okuyorsun diye ümit ediyorum.Kendimi o kadar inandırmışım
ki yazdıklarımı okuduğuna,rüyalarımda beraber şiirlerimin eleştirilerini
yapıyoruz.Hatta sana yazıldığının bile farkında değilsin ki kim üzdü bu kadar
seni diye teselli bile ediyorsun beni.O kadar alışmışım ki benimle konuşmamana , ağzından ilk kelime çıktıktan sonra bir
sendeliyorum,uyanıyorum.Ancak ikinci düşümde konuşabiliyorum seninle.Bir gün
rüyalarımdan da gideceksin diye çok korkuyorum.Hatta bazen uyuyup uyumama konusunda
bile şüpheye düşüyorum.Yatağa yattığımda uyumak istemiyorum çünkü bilinçaltımın
seni kusup benden ayırmasından korkuyorum.Sahi korkudan başka bir şey katacak
mısın bir gün bana ?
Bir kere sözünü dinleyip gitmiştim ya hani.Seni unutmayı
denemiştim.Sonra sadakatsiz ben olmuştum ya hani.Bundan sonra dinlemeyeceğim
seni.Bencil olacağım.Senin düşüncelerine önem vermeyeceğim ki en azından
yanılsam bile suçu kendimde arayayım.Çünkü senin sözlerin yanlış çıkınca nerede
hata yaptığımı göremeyecek kadar kör oluyorum.Yanlış düşünme ihtimalin aklıma
gelse de kabullenemiyorum.Yediremiyorum kendime.Kim bilir belki seni derinden
tanımadan bu kadar çok sevdiğim içindir.Belki de bu kadar çok sevmemin nedeni
çok tanımayışımdır,ne dersin ? Sakın sözlerimi yanlış anlama sevdiceğim , lafım
sana değil insanoğluna.Eğer bir ailen olmasa senin bir melek olduğuna inanabilirdim
ama ablanla tanışmamdan sonra bu ihtimali kaybettin 😊
Daha fazla hakkımı tüketmeden bu günlük
sana veda ediyorum.Olur da bir ihtiyacın olursa unutma “Sana bir telefon kadar
yakın bedenine ise 3 saatlik uzaklıktayım.”