Tam on sekiz yıl oldu dillere kolay,
Bundan sonra sılama göçsem ne fayda.
Ömür dedikleri bir nefeslik olay,
Ölümsüzlük iksiri içsem ne fayda.
Ekmeğim uğruna terkettim sılayı,
Biçare sırta sardık bunca çileyi,
Çorum'da çekmedikten sonra halayı,
Teyipten davul sesi açsam ne fayda.
Eller titrek, dizler yola küskün niye,
Ey dünya bu muydu sunduğun hediye,
Şu yorgun bedenime can gelsin diye,
Bulutlardan yıldırım biçsem ne fayda.
Kim arar kim sorar gurbete gideni,
Katır çekmez derde beledik bedeni,
Kara bahtım nere gitsem bulur beni,
Gülmeyen kaderimden kaçsam ne fayda.
Küp dolu sitemim var suskun çeneye,
Nazım geçmez oldu gam yüklü sineye,
Hastalık bürümüş hazımsız mideye,
Taze taze meyveler seçsem ne fayda.
Hasretim köyün boranına karına,
Günüm dünden beter neyim var yarına,
Kahpe feleğin tabanına bağrına,
Hizalayıp kör kurşun saçsam ne fayda.
Ey zalım gurbet! Bırak yakamı bırak,
Gül dalında bülbül yuvasında gerek,
Hayat ufkumda görünse de son durak,
Nazlı yarsız sırattan geçsem ne fayda.
Şu geniş dünya bana hücreden de dar,
Ne yana dönsem yollarıma yağar kar,
Bundan gayrı yaşamaya ne gerek var,
Kefenlenip ahire uçsam ne fayda.
Fatih Coşgun 28.06.2014