BEYOĞLU

Bambaşka bir semttir Beyoğlu, hüznüyle, neşesiyle, keyif veren ritmiyle
Bir puslu köhne evin camında, dışarıyı izlemektir kimilerine
İçindeyken dışındasındır, ait değilken, müptelası delice
Sonrasında nafile vazgeçme seansları düzenlenir gönlünde

Sessizce fısıldanan, gereksiz kalabalık, telkinleri eşliğinde 
Meydandan istiklale umarsız insan seline
Sonra da aralarına karışmak için yanıp tutuşmak sessizce 
Kaybolma ayinlerinde, gönüllü kurban, ilk defa gelenine

Anlatmaya nereden başlamalı, ne söylemeli
Bir kere; meydanda güvercinlerle sohbet etmeli sessizce
En güzel sırdaş, kederinde saklanmış mihnetine
Terli avucundaki yemleri, usul usul ürkütmeden atmalı yerlere
Belki vurulur hafiften törpüler, nasırlaşmış yüreklere 

Mis gibi kokusunda, sıralı çiçekçileri gezerken
Üzerine sinince Beyoğlu’nu koklarsın her nefesinde
Bir renk cümbüşü begonvili, gülü, lalesiyle
Seviyor sevmiyor, iki kelimeyle açılan, papatya falı kaderine... 
  
Tokken acıkırsın, söz geçiremezsin nefsine... 
Dans eden, büyük beden, döneri yiyenleri görünce
Açık ayran, yarım döner ellerinde, diyecek yoktur keyfine...
Paylaşırsın yemeğini, şevkatle okşarsın başını hafifçe
Dost sokak köpeklerini görünce

Tramvaya binmeden olmaz sevenine
Koltuğuna kurulunca veya ayakta ya da yer vererek kimine
Tarihle bezeli istiklale, oradan eğimle tünele
Beyoğlu’nda şahit olursun, istiklaldeki serüvene
Binlerce insanın birlikte yürüyüşüne keyfle, neşeyle

Manda batmaz da kömür ateşinde pişen
Sohbeti canda, tadı damakta, kahveni içerken
Taze kahvenin cezbeden kokusu sara dört yanını alır seni senden
Sonra birden bulursun balık pazarında kendini gezerken
Tabureli minik masada, patates yanında bira içerken

Yeşilçam kahvesinde oturmazsan Cihangirde
Beyoğlu’nu gezmek, gezmek olmaz fikrimce 
Tanımadığın kimselerle, her telden fikirlerle 
Girişirsin koyusundan, keyifli sohbetlere
Anlamadan bir anda, dakikalar dönüşür saatlere

Simitçisiyle, kekikçisiyle, delisiyle, kedisiyle 
Alır götürür seni, bambaşka alemlere 
Çukurcuma sokağından boğaz kesen caddesine
Antikacısından, eskicisine mobilyadan kilimine 
Yüzlerce yıllık tarih saklı bilenine...

 










( Beyoğlu başlıklı yazı AHDE VEFA tarafından 16.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu