22 ya da 1458 veya 1294 sizin benim için sadece bir sayıdır bu rakamlar. Oysa ki o rakamların arkasında ne hüzünler ne acılar vardır, bilemeyiz... O gün 22 kişi küresel salgında can vermiş, 22 ailenin evine ateş düşmüştür... Ateş de düştüğü yeri yakıyor tabi ki...
1294 yeni tanı konmuş, salgına yakalanmış. Bunların bir kısmı yoğun bakım ünitesine bağlanmış ve mücadele ile hayata tutunmaya çalışıyor... Geride bıraktıklarını, bırakacaklarını düşünüyor belki... Yoğun Bakım da olmak, nasıl bir duygu, hem hasta hem de yakınları için...
Bir doktor, ''Eğer ki yoğun bakımda olan hastaların nasıl nefes alıp verdiklerini bir görseniz sosyal mesafeye, temizliğe, maska takmaya daha bir özen gösterirdiniz.'' diyor. Sakın hafife almayın bu cümleyi...
Tabi bu rakamlar hastalığın daha fazla yayıldığı ülkelerde daha fazla... Dünyanın ve insanların, artık bundan sonra bir silkinip kendine gelmesi lazım. İnsanlık, nereye gidiyor? Dileyelim merhamet duygusu o büyük devletleri yönetenlerin de yüreğine düşsün biraz.
Zamanla yarışıyor doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız. Bir zaman o doktorlarımıza el kaldıranlar, silah çekenler, takkelerini önlerine koyup bir daha düşünsünler derim... Bütün dünya risk altında. Riskleri azaltmak ve mücadelede başarılı olmak için hepimizin azami derecede çaba göstermesi gerekiyor...
Her gün güncellenen bu rakamların içinde bizlerde, bizim yakınlarımız sevdiklerimiz de olabilir. Aşının ne zaman bulunacağı henüz belli değil. O zaman bizlerde bir müddet tokalaşmayıp, yakınlarımıza bile sarılmayacağız, koronanın bize sarılmasını istemiyorsanız, yoksa o rakamların içinde olmak içten bile değil...