Çok zor bir durum kafanızın ütülenmesi... Hayır kafanız ütülenince, düzelmeyip, bilakis daha da bozuluyor... Sizin de çevrenizde varsa benimki gibi çok kafa ütüleyenleriniz, siz de benimkine benzer bir yazı yazabilirsiniz, bence mahsuru yok.
Siyaset ile hiç işim olmaz... Oy vermeden vermeye işte ancak. En çok kafamızı ütüleyenler de siyasetçiler kanımca... Hayır kafamız ütülendiği zaman ateşler, dumanlar çıkıyor kafamızdan. Biri çıkıp da kürsüye ''Benim işçim, benim köylüm, benim memurum, benim esnafım.'' çok dedi zamanında... Kafamız bir ütülendi bir ütülendi ki sormayın... Seçimlerde para cezası olmasa topunun canı nereye giderse gitsin işte, anlayın, oy vermeye bile gitmek istemiyor insan...
Bazı zamanda sevdikleriniz ütüler kafanızı... Dır dır dır dır, sonra vır vır vır, devam eder gider... Hayır ütülendiği zaman düzleşmiyorda kafanız... İnsan zaten sekiz on saat iş yerinde bir dolu sıkıntı stres yaşıyor, bir de ev de oldu mu ütüleme, çekilmez oluyor...
Çoğu zaman televizyonlarda ki spor programlarında spor yorumcularının da kafa ütülediğini düşünürüm ben, bana katılır ya da katılmazsınız... Bir ofsayt pozisyonu kırk dakika tartışılır mı yahu! Olmuş bitmiş işte hakem penaltıyı vermiş, bir iki cümle ile haklı ya da haksız dersin, gece yarılarına kadar tartışmak da nedir?
Hiç apartman toplantılarına katıldınız mı? Birçoklarınız katılmışsınızdır ... Mutlaka bir iki aykırı tip olur bu toplantılarda her şeye itiraz eden... Toplantı boyunca, yok o öyle olmaz şöyle olur, diye akıl verip, kafa ütüler dururlar... Gel kardeşim sen gir yönetime ya da denetime dedin mi de, işleri hepsinin başından aşkındır...
Son söz olarak çevrenizde kafa ütüleyen tipler çoksa, he he deyip dinliyormuş gibi yapın, geçin gidin... Zaten dinlemediğinizi de anlarlarsa onlarda bir şekilde hayatınızdan çekip gideceklerdir. Dünya dertten sıkıntıdan geçilmiyor, bir de bunlarla uğraşmaya hiç gerek yok...