VEDA SAATİ  

Sükûta hapsoldum veda saati, 
Sinemde tutuşan közler ağladı. 
Ne hatıra kaldı ne hal ne âti, 
Yerine varmayan sözler ağladı.  

Kararan bahtıma kederin nakşı, 
Tarumar saçlardı aynaya aksi. 
Kahredip dururken hicranın raksı, 
Dermanı tükenen dizler ağladı. 

Çıkarken tarifi imkânsız yola, 
Diyemem aczimi kendime bile. 
Anlatmak istesem hepsi nafile, 
Çaresiz gönlümde gizler ağladı. 

Gözlerim yollarda, kulağım seste, 
Azrail yaklaşır her bir nefeste. 
Ruhuma dolarken hüzünlü beste, 
Mızraplar, nağmeler, sazlar ağladı. 

Baharlar tükenip gelirken kışım, 
Buğulu gözlerden kaçar bakışım. 
Ana, baba, kardeş, evlat ve eşim, 
Hüzünle sararan yüzler ağladı. 

Rahmet kalesinin sarsılmaz burcu, 
Korku ve ümitle yoğrulmuş harcı. 
Kâmil insan olmak kulluğun borcu, 
Sonsuzluk yolunda izler ağladı. 

Mecnun değil bendim aşk ile yanan,
Benim cesedimdi ateşle yunan. 
Ateşten nâşımı kaldırdı cihan, 
Sevdayla tutuşan özler ağladı.  

Gazi Hüseyin KILBAŞ
( Veda Saati başlıklı yazı Tevhidî tarafından 31.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu