Aðaç dallarý altýnda yüzleri bir birine dönük ayakta dikilen bir grup adam… Ortalarýnda üzerine parça etler yýðýlmýþ tezgâh… Yaþlý adam lop et parçasýný eline aldý. Etrafýna bakýndý. Bir þey arýyordu. Bulamayýnca “Poþet getirin,” diye seslendi. Orta yaþlý bir kadýn elinde poþet aralarýndan sýyrýlýp tezgâha yanaþtý. Açýlan poþet, býrakýlan et... Kadýnýn hemen arkasýndan kýz çocuðu sesi “Daðýttým anne.” Kadýn arkasýna döndü. “Sandalyenin üzerinde beyaz poþet içinde tabak var, Müge ablana götür, ben de ninene gideyim,” deyip adamlarýn arasýndan çýktý. Bahçe kapýsýna doðru yürüdü. Çocuk aðacýn yanýndaki sandalyeden tabaðý aldý. Annesi gözden kaybolurken sýký sýký tuttuðu tabakla hýzlý adýmlar attý. Apartmana geldiðinde içeriden çýkanlar kapýyý açýk tutarak yardýmcý oldular. Merdivenlerden çýkarken poþetin ýslak iç yüzeyi kýrmýzý parçalara yapýþýp ayrýlýyordu. Çocuk çelik kapý önünde durup ayakucuyla birkaç defa vurdu. “Müge ablaaa!” diye baðýrýrken açýldý. Kadýn gülümsüyordu “Hoþ geldin Ece.” “Bayramýn kutlu olsun Müge abla.” Kadýnýn bakýþlarý tabaða kayýnca suratý asýldý. Çocuk sevinçle “Annem gönderdi.” Kadýnýn caný sýkýlmýþtý. “Vegan olduðumu bile bile neden böyle bir þey yaptý ki, kabul edemeyeceðim,” derken çocuk poþetin aðzýný araladý.

 

***

Siyah, delikleri nemli dana burnu… Yavaþ yavaþ havada süzülerek büyükçe bir çileðe deðdi. Burnun kalkmasýyla aðýz açýldý. Diþlerin arkasýnda dil… 

Balkonda çamaþýr asan orta yaþlý kadýn danayý fark edince ipi býraktý. Korkuluklara tutunup öne doðru eðildi. Saða sola hýzla çevrilen baþ… Avazý çýktýðý kadar “Ece nerdesiiin!” Çocuk koþarak balkon altýna geldi. Kadýn danayý göstererek “Ýpini çözmüþ, çabuk aðaca baðla,” kýz çilek bahçesine koþarken kadýn “Daha hýzlý daha hýzlý, hepsini yiyecek.”