Sen olmadan da yaşanabiliyor ve yaşayabiliyorum.
Benim yazılarım düş bağladığım tatlı ezgili yazılara dair, yazı düşbazlarım dan gelen tatlı hüzün,uyanırdı uykusundan.
Rahatlardım birbirine bağlıydı yaşam ve ölüm iki sevgili gibiydi . ..
Deniz ve gökyüzü gibi yer bakır gök demir gibi, dağ ve kar üzerinde yağmurlar ıslaktı aşık gibi bulutuna açardı aşklar.
Uyanırdı aşklar rahatlardı umutlanır dım,demek ki,sen olmadan da yaşayabiliyorum.
Deniz dalgalar beyaz köpükler ruhumu dinlendiren dalga sesleri gibi. ..
Ben sahilde en uç noktada,kumların üstünde,sen o mavi yolculukta
o çok sevdiğim mavi derinliğin en ortasında,adına idi sana tüm şarkılarım...
Ama biliyor sun musun?
Ben senden daha mutluyum,ben kıyıda da olsam kumsalda da olsa ayaklarımın üzerindeyim ve yürüyorum,yürüdükçe iz bırakıyorum kumlara kum tepelerine. ..
Kumlarda ayak izlerim var ve arkama baktığımda kumsaldaki ayak izlerimi gördüğümde seviniyorum gülümseyen gözyaşlarımla beraber,
Adına idi benim bütün ayak izlerim,onlar o izler yürüyebilen ya da yürümeye çalışan yaşlı beden ruhumun ayak izleriydi...
Varlığı yaşadığıma dair işaretleri,
Ağustos akşamlarımın gri gölgelerinde,cırcır böceklerinin şarkısı eşliğinde umutlar dı.
Ve sana bu son noktada açıyorum umutsuz yüreğimi aşka göndermelerim den acı va tatlı efsanevi sevgileri barındıran adına idi benim bütün dileklerim.
Sen kumsal da yürüyecek kadar cesur musun değilsin.
Belki sana göre denizin o en derinliğinde yaşamak daha cesurca gelebilir ama yanılıyorsun.
O derinlik üstünde yürünmez o derinlikte sadece boğulur insan,hem bir mucize olup da yürüyebilir sen bile izini bırakamazsın bıraksan bile izini izlerin yine ,sahile vurur ve yine benim ayaklarıma dokunur. ..
Birbirine bağlı sevgili gibi ölüm ve yaşam adına idi benim ,senli düşüncelerim.
Hayeller kurmadan ayrılıverdik işte sevgili. ..