öğretmen peygamber , ders yapıyor
suffe ashabı pür dikkat dinliyor
peygambere öğrenci ,halkın kimsesizleri
barınacak yerleri olmayan gençleri
ileride Kur'an öğretecek öğrenciler
islam'ı tebliğde donanımlı alimler
Nebevi Mescid'in bitişiğinde yetiştiler
inen ayetler ezberlenir ,tefsir edilirler
'Oku' emrinin bilinçli uygulamasıydı
müslüman insanın medeniyet inşasıydı
geleceğin nesli ,Peygamber terbiyesiyle
yetişiyordu her biri Nebi'nin izinde
öğretmen okuluydu Suffe
yeryüzü tanıştı bu öğrencilerle
gökyüzü yıldızları kadar çoğaldı
bu güzel insanlar sahabe olarak anıldı
vahy'in ışığında toplumsal konular
Peygamber’in rehberliğinde halloldular
dinleyin ey insanlar !
'...Allah yalancı ve nankör olanları
doğru yola iletmez...' (1)
bu sadece Mekke'lilere değildi
çağlar içinde yaşayacak herkeseydi
Cebrail getirdikçe Allah'dan aldığını
öğretiyordu peygamber , iman ahlakı
arınıyordu şirkten , bedevi insan
medeni oluyordu , vahy ile yıkanan
karşısında titreyen adama peygamber
'ne oluyor sana' , korkma demişti
kuru ekmek yiyen bir kadının çocuğuyum
'..ben de sizin gibi insanım,
bana vahy edilene uyarım..' (2)
ne kılıç zoruydu ne de zorbalık
insanların koşup gelmesi inanmışlık
kalpleri yatıştıran vahy'in tebliği
hayran bırakıyordu her bedeviyi
'..hased'çilerin hased'leri
ateşin odunu yediği gibi
bütün amelleri yer bitirir..' di
öğretmen peygamber'in dersi
tükenmez bir hazineydi
Mekke’e ,Medine aydınlandı
yeryüzü İslam boyası ile boyandı
sevgi adalet özgürlük medeniyeti
dünyanın beklediğiydi
Ashab-ı Suffe'nin ışık mü'minleri
Peygamber öğrencileri
İnsanlığa insanlık öğretiyordu
Her renkten insan aynı oluyordu...
Mustafa kaya
26.10.2020
1-ZÜMER /3 ‘’.. Allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte)
direnen birini yoluna kabul etmez…’’
2-AHKAF /9 ‘’..bana da size de ne
yapılacağını bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece doğruları
açıklayan bir uyarıcıyım; o kadar.
Ashab-ı SUFFE : “gölgelik” anlamına gelen suffe,
Mescid-i Nebevî’nin giriş kısmında Medine’de evleri ,yakınları olmayan kimsesiz
fakir sahâbîlerin barınması için yapılan bu gölgelikte , Peygamberin
gözetiminde ders görür ilim yaparlardı, burada kalan çoğunluğunu muhacirlerden
oluşan topluluğa “ashâbü’s-Suffe veya ehl-i Suffe” denilmiştir. Ashâb-ı Suffe,
ihtiyaçları Resûl-i Ekrem ve zengin sahâbîler tarafından karşılanırdı, Suffe
Ashâb-ı Resûlullah’ı dinleyip ondan İslâm’ın esaslarını öğrenerek geçirirlerdi
, dolayısıyla burası kısa zamanda bir eğitim kurumu haline gelmiştir.